MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
Çelik-İş Sendikası’nın İsdemir A.Ş. içindeki Baş temsilcilik binasının yıkılmasına, sendika tabelalarının indirilmesine misafir sendika yetkilileriyle birlikte sevinenler oldu. Sözüm ona, bir işçi sendikası düşünün ki “Yetkisizliğe” seviniyor… İşçilerin hak ve hukukunu savunan ve işçiyi sadece işverenin insafına bırakmayan bir başka sendikanın Baş temsilcilik binasının yıkılmasından mutlu oluyor, Çelik-İş Sendikası’nın tabelalarının sökülmesinden haz duyuyor… Bu nasıl bir mantıktır, nasıl emekçiyi düşünmektir ve nasıl örgütlü olma gereğini savunmaktır inanın anlamakta güçlük çekiyorum. Böylesi bir yıkıma ve söküme sevinenlere, o an kına dağıtsanız, inanın bu vatandaşlar hemen ellerine kına yakıp Ş.urfa yöresine ait “Elleri kınalı” türküsü eşliğinde halay çekerler…
*Yıkılanın yerine yenisi yapılır
Böylesi bir söküm ve yıkımdan medet umanlar, sevinç duyanlar, aslında çaresiz hallerini, acınacak durumlarını gözler önüne serip, adeta deklare ediyorlar. İsdemir yönetimi yani işveren elbette şimdilik “Yetkisizlik” hasıl olduğu için Çelik-İş Sendikası Baş temsilciliği binasına izin vermez, veremez. Demem o ki işverene bu manada eleştiri yöneltmek doğru olmaz. Bugün yıkılan Baş temsilcilik binası yerine yarın yenisi ve belki de daha güzeli yapılır. İndirilen Çelik-İş tabelalarının yerine, yenileri monte edilebilir. Söz konusu bina yapımı ya da tabela asımı da, Çelik-İş Sendikası veya işveren istedi diye değil 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereği yapılır…
*Niye sevinirsiniz kınacılar?
Demek ki neymiş? Yıkılan Baş temsilcilik binası yerine yenisi yapılırmış, sökülen tabelaların yerine benzerleri monte edilebilirmiş… O halde niye sevinirsiniz kınacılar? Niye sevinirsiniz misafir sendikacılar? Hevesinizin kursağınızda kalacağını bile bile sevinmek, geçici bir sevinç ve felakete sürüklendiğiniz emekçi kitlesiyle kendi kendinizi kandırmak değil midir? Bana göre aynen öyledir. Kandırın bakalım kendinizi. Sonunda nasılsa bugünkü sevinciniz bu kez sizleri üzüntü olarak vuracaktır. Esasen sevinilecek yere üzülen, üzülecek yere de sevinenler olarak sizlerin ne yaptığınız zaten belli değil. Karmaşık ruh halinizle aklınız sıra sendikal kumar oynuyorsunuz. Keşke bu kumarın kaybedeni sadece siz olsanız. Beraberinizde yüzlerce hatta binlerce işçiyi de kaybettiriyorsunuz ve onları tam bir bataklığa sürüklüyorsunuz.
*Çökmez beyler…
Efendim İsdemir’de koca bir imparatorluk çökmüş. Çökmez beyler, efendiler ve de hanımefendiler… Yarım asrı devirmiş ve çeliğe hayat vermiş, su vermiş Çelik-İş, en kötü zamanda bile ayakta durmasını bilir olmadı küllerinden yeniden doğar. Çeliğe su vermiş olan Çelik-İş üyesi emekçi, yine su verecek ama bu verdiği su, misafir sendika yetkililerine verdiği bir bardak su olacaktır… İsdemir’deki hayallerinin üzerine bir bardak su içen misafir sendika yöneticileri de, böylece geçici sevinçlerini kalıcı sevince dönüştürmeden İsdemir’e veda edeceklerdir. Merhum Metin Türker’in talebeleri, zoru bir kere daha başarmak adına kararlı adımlarla yollarına devam ediyorlar. Bu yolda elbet engel, set, hendek, çukur, engebe ve zor vadiler olacaktır. Ancak inanmış ve kenetlenmiş Çelik-İş Sendikası yöneticileri ve onun üyeleri hemen her zorluğu aşacak güçtedir.
*Kışın sonu bahardır
Çelik-İş sendikası ve İsdemir’de bu sendikaya gönül vermiş her bir emekçi kışın sonunun bahar olduğunu biliyor. Kış ne kadar sert geçerse geçsin kışın sonunda baharın çok canlı bir biçimde geleceğini biliyor. Böylesi bir kitle, karın, boranın, yağmurun ve fırtınanın dinmesini bekliyor. Çelik-İş Sendikası emekçisi için Baş temsilcilik yerine fabrika sahası var. Her yol Ankara gibi sahanın her köşesi Baş temsilcilik. Sökülen tabelalar yerine her bir yürekte Çelik-İş tabelası var. Yüreklerde yanan Çelik-İş sendikası sevgisiyle birlikte, Çelik-İş tabelaları ve logoları da ışıklı panolar gibi kalpler de ışıl ışıl yanıyor…
*Misafir sendika, ev sahibi sendika
Sevgili misafirler. İşte sizlerin yanılgısı bu. İşi basite indirgeyip, “yıkarız, bitiririz, söndürürüz” diyordunuz ya işte bu ışık hiç sönmedi ve sönmeyecek. Çelik-İş Sendikası İsdemir’de, bölgede ve ülkede hep vardı, bundan böyle de, daha güçlü bir biçimde ‘ev sahibi sendika’ olarak var olmaya devam edecek…