Hızlı düşün, sakin ol…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

 

Adamın biri Afrika´da safariye çıkarken, yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.

– Şimdi başım dertte, diye düşünmüş köpekçik . . .

Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş:

Devamı için tıkla

İskenderun Ticaret ve Sanayi odası yine huzursuz

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası  (İTSO) dün Temmuz ayı olağan meclis toplantısını gerçekleştirdi. Meclis toplantısı öncesi, gün içerisinde İTSO yönetim kurulu toplandı. Toplantı sırasında maalesef yine bir yönetim kurulu üyesiyle diğer bir isim arasında gerginlik oluşmuş, sözlü tartışmalar toplantının tansiyonunu bir anda yükselmiştir. Kimi çevrelere göre olay fiziki saldırı boyutuna gelmiştir. Ben böyle bir iddiayı abartılı buluyor, böylesi bir fiziki müdahalenin net bir biçimde olduğuna inanmıyorum.  Belki hafif yollu bir itiş kalkış ve araya giren tarafların olduğu bir kargaşa ve ağız dalaşı olmuştur ama bu bile İTSO yöneticilerine, yönetim kurulu üyelerine yakışmamaktadır…

*Ticaret Odası’nı en son üç ay önce yazmıştım

İTSO aylardır huzuru arıyor. Basın mensupları olarak adını İskenderun’dan alan bir kurumu bu manada yazmak inanın beni mutlu etmiyor. İTSO Başkanı Levent Yılmaz benim iyi niyetimi ve konuyla ilgili hassasiyetimi bilir. Bakın İTSO ile ilgili olarak en son 17 Nisan 2014 tarihinde “İTSO’da son durum” başlıklı bir köşe yazmışım. O günden sonra tam 3 aydır İTSO konusuna değinmedim ve sorumlu davranarak hassasiyet gösterdim. Peki ne oldu? İTSO huzura kavuştu mu? Hayır… Hala huzursuzluk kazanı kaynıyor ve İTSO hala aradığı huzuru bulamadı. Demek ki gazeteci yazmayınca, gazeteci haber yapmayınca da İTSO’da sular durulmuyor. Ters giden bir şeylerin olduğu kesin. O halde, gazeteci, medya ve yayın kuruluşları suçlanacağına, çuvaldızlar, iç bünyede biraz da İTSO üyelerine, yönetim kurulu üyelerine ve meclis üyelerine dokunmalıdır…

Devamı için tıkla

Metin Önde, kahpe saldırı ve işçinin özgür iradesi

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Öncelikle,  Türk Metal Sendikası Bölge Sorumlusu Metin Önde ’ye yapılan silahlı saldırı girişimi için Metin Önde ‘ye geçmiş olsun diyorum. Metin Önde’nin 7 kurşunlu çirkin saldırıdan yara almadan kurtulmasına, Yüce Allah’ın, onu çocuklarına ve ailesine bağışlamasına sevindim.   Moda deyimle saldırı kahpece yapılmıştır. Şiddet, zorbalık, terör ve sendikal mücadeleye kurşun yağmuru, asla kabul edilebilecek bir hadise değildir. Bu nedenle kalleş saldırı girişiminin geçmiş olmasını diliyorum…  Sendikal mücadele, kaba kuvvet ve silah içermeyen etik kurallar içinde yiğitçe yapılmalıdır…

*3003 Çelik İşçisi

Çirkin saldırı sonrası gelişmeler takibimdeydi. Aşırı sıcak havadan dolayı öğle istirahati için iş yerimden evime geldim. Akıllı telefonum elimde, kanepeye yayıldım. Gelişmeleri internet üzerinden an be an takip etmeye devam ettim…

Bir süre sonra Çelik-İş Sendikası’ndan 3003 kişinin saldırıya tepki olarak topluca istifa edip, Türk Metal Sendikası’na geçtiğini gördüm. Hemen İsdemir’e gittim.  İsdemir’de davullar çalınıyor, işçiler halay çekiyordu.  Coşku büyüktü. Türk Metal Sendikası İskenderun Şubesi önündeki durumu görmek için yeniden İskenderun’a döndüm. Sendika önünde “Başkan Önde nerede, biz oradayız” sloganları yeri göğü inletiyordu.  Bölge Sorumlusu Metin Önde’ye silahlı saldırı geri tepmiş ve 3003 işçi bir anda Türk Metal saflarına katılarak sendika şubesi önünü bayram yerine çevirmişti…

*Hazırlık yaptıklarını öğrendim

Türk Metal Sendikası Genel Merkezi ’den de İskenderun Şubeye sevinç yansımaları oluyordu. 3003 İsdemir işçisinin metale geçmesinin gurur ve mutluluğu Genel Başkanı ve diğer üst düzey yöneticileri mutlu etmiş, hepsi sırayla ilk etapta telefonla Metin Önde’yi kutluyorlardı. Ardından genel başkan ve genel merkez yöneticilerinin ilk uçakla İskenderun’a gelmenin hazırlıklarını yaptıklarını öğrendim. Önde’yi ve 3003 işçiyi genel merkez yalnız bırakmama arzusundaydı… Coşku giderek büyüyor, sendika önünde izdiham artıyordu.

*Ter iyice rahatsız edince…

Sıcakta iyice artmıştı. Halay çekenlerin ve onları izleyenlerin sıcak nefesleri adeta sauna etkisi yaratıyor, herkesin teri iyice artıyordu. Ben de sıcaktan bunalmış ve terden sırılsıklam olmuştum. Ter beni iyice rahatsız edince uyandım. Meğer öğle sıcağında evdeki kanepede uyuya kalmışım ve böyle bir rüya görmüşüm.

*Ne zaman başın düşerse dara…

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Güncel bilgiye ihtiyacım vardı. “Ne zaman başın düşerse dara, Mehmet Güngör’ü” ara sloganıyla tanınan, Çelik-İş Sendikası İskenderun Şube Sekreteri Mehmet Güngör’ü telefonla aradım ve “son durum nedir Mehmet Bey? “diye sordum. Şube Sekreteri Güngör “Doğan abi. Sayımızda, ufak tefek gidiş gelişleri saymazsak pek değişiklik yok. Yani Çelik-İş olarak halen 3000’nin üzerinde üyeye sahibiz ve Allah’ın izniyle yetkiye çok çok yakınız” dedi. Güncel bilgiyi almıştım. Teşekkür edip, telefonu kapattım.

*”Geçmiş olsun” deme zamanıdır

Özetle, Metin Önde’ye kahpe pusu, kalleş saldırı hiçbir şeyi değiştirmemişti…  Hemen her şey saldırı öncesindeki gibiydi…   Hain saldırı, haber değeri olduğu için yerel gazetelere, manşetlere, haberlere,, köşe yazılarına yansımış,  görüntülü söyleşilere dönüşmüş ancak  işçinin özgür iradesini etkilememiş ve değiştirmemişti…  Düzen ve gidişat iki gün öncesinin aynısıydı. Değişik tek şey benim istem dışı bir rüya görmemdi. Gördüğüm rüya da muhtemel bir Metin Önde rüyasıydı… Oysa şimdi rüya zamanı değil…  Şimdi, işçinin özgür iradesine saygı duyma ve Metin Önde’ye geçmiş olsun deme zamandır. Geçmiş olsun Metin Önde…

 

 

Seyfi Başkan, belediye, Yeni İskenderun ve değişecek kafalar (2)

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Basın toplantısında, Sevgili Başkan biz gazetecilere “Arkadaşlar, artık kafaları değiştirmeliyiz’ dedi ya. Seyfi Başkan aynı telkini yakın çalışma arkadaşlarına, abone ziyaretçilerine, davetli, davetsiz misafirlerine de da yapmalıdır.  Özellikle Ak partinin tabanından tavanına rahatsız olduğu bazı isimlere bu telkinleri cesaretle yapmalıdır…

*Sözde danışmanlar

Resmen danışman olarak görevlendirilmiş resmi danışmanları tenzih ediyorum.  Ben Yüksek öğrenim görmüş ya da yarı mektepli yarı alaylı, ya da sadece hayat mektebini bitirmiş sözde danışmanlara, danışman olmadığı halde ‘ben danışmanım ’diye belediyede boy gösterenleri kast ediyorum.  Sayın Başkan, İskenderun Belediyesi koridorlarını yürüyüş yolu haline getirenlere,  biz gazetecilere söylediklerinin daha fazlasını söylemelidir. Seyfi Başkan, belediye içinde kendi çaplarında rüzgar estirmeye çalışan bazı akrabalarına da  ‘kafaları değiştirmeliyiz’ söylemini üst üste anlatmalı, onların her yanlış davranışının Başkan olarak kendisine fatura edildiği izah etmelidir. Bir işletmede bir üst düzey yönetici, bir iş yerinde ise bir patron olur. Çok başlılık ve birden fazla patron olan yerlerde sadece disiplinsizlik, karmaşa, curcuna ve gürültü olur…. İş ve proje çıkmaz, başarı yerine başarısızlık gelir.

Devamı için tıkla

Seyfi Başkan, belediye, Yeni İskenderun ve değişecek kafalar (1)

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İskenderun Belediye Başkanlığı koltuğunda 100 gününü dolduran Başkan Seyfi Dingil, 100 günlük icraatlarını anlatmak üzere geçtiğimiz Cumartesi günü biz medya mensuplarıyla buluştu. İskenderun Belediye Meclis Salonu’nda slayt destekli sunumda Seyfi Başkan 100 günde yaptıklarını, halen üzerinde çalıştıkları projeleri ve bundan sonra ne yapacaklarını açıkladı.  Başkan Dingil’in ilk basın toplantısında anlattıkları İskenderun adına gerçekten heyecan vericiydi. Bana göre başkanın anlattığı projelerin dörde biri ya da yarısı bile hayata geçse, İskenderun’un çehresi önemli ölçüde değişir.

*Projeleri hafızlara kazımak istiyor

Seyfi Başkan basın toplantısının hemen başında İskenderun’a bundan böyle ‘Yeni İskenderun’ denileceğini ifade etti. Başkan bunu sanırım iki sebepten ifade etti. Birincisi İskenderun bir manada yeni baştan inşa edilip, dizayn edileceğinin altını çizdi. ikincisi de kayda değer çok büyük çaplı yeniliklerin, projelerin kendi döneminde başlatılıp, gerçekleştirildiğini tescil etmek, bir başka anlatımla Yeni İskenderun döneminin Seyfi Dingil ile başladığını hafızalara kazımak adına anılan ibareyi kullandı…

Devamı için tıkla

Hatay Valisi Lekesiz, İl Basın Müdürlüğü ve akredite

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Hatay Valiliği’ne bağlı çalışan birimlerimizden biri de İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’dür. Bu birimin müdürlüğünü şu sıra Vahit Harputluoğlu yürütmektedir. İlimize, ilçemize devletimizin ya da hükümetimizin önde gelen isimleri geldiğinde biz medya mensupları ya da özellikle yerel basın mensupları için bazı sıkıntılar başlar. Mutlaka hükümet ve devlet yetkilisini, kötü niyetli kişilerin sataşmasından, gayri yasal protestolarından ya da fiziki saldırılarından korumak gerekir. Kısaca medya mensuplarının bir kayıt altına alınması ve belli bir disiplin içinde gelen hükümet ya da devlet yetkilisini takip etmesine ne bir itirazım ne de bir şikayetim yoktur. Şikâyetim ve itirazım sistemin bir yerde keyfi işletilmesiyle ilgilidir…

*Gelen resmi yazıya bir bakalım

Önce, Hatay Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün isteğini üzere İskenderun Kaymakamlığı’ndan 8 Temmuz 2014 tarihinde mail yoluyla gelen yazıya şöyle bir göz atalım. Sonra devam edeceğim…

Devamı için tıkla

İskenderun SGM Müdürü Bilgin Çam, mevzuat, ilgi ve başarı

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi (SGM) Müdürü Bilgin Çam, başarılı bir kamu görevlisi. Eski adıyla SSK İskenderun Şube Müdürlüğü olarak bilinen kamu kurumunda Bilgin Hanım çok uzun yıllar millete ve devlete hizmet veriyor. Müdire Hanımın hizmeti halen özveriyle, başarıyla sürüyor.

*Mevzuat takip ve bilgisi harika

Bilgin Çam’ı diğer kamu görevlilerinden ayıran bir özelliği var. Bilgin Hanım, yıllardır sürekli değişen sigorta ya da sosyal güvenlik konularındaki mevzuatları çok iyi biliyor, bunları adeta tez hazırlığı yapan yükseköğrenim öğrencileri gibi sular seller gibi öğreniyor. Uzun yıllardır SSK’da ya da son dönemde SGM’de mevzuatla ilgili işin içinden çıkılmaz bir durum olursa hemen Bilgin Hanıma sorulur. Müdire hanım biliyorsa hemen ilgilileri bilgilendirir. Bilmiyorsa kısa ya da orta vadeli bir araştırmayla konuyu açıklığa kavuşturur…

Devamı için tıkla

Özür dilemek, yalvarmak mıdır?…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Toplumun bazı bireyleri için özür dilemek asla yapmayacakları bir iştir. Bu düşüncedeki insanlar özür dilemeyi, tükürdüğünü yalamak olarak kabul edip asla özür dilemezler. Üstüne üstlük hem suçlu hem güçlü psikolojisiyle aksine kendileri sizden özür beklerler…  Elbette “özür” gereken hallerde dilenmelidir. Birde hep aynı tarzda yapılan hatalardan sonra “özür” dilemenin özürü dejenere etmenin de hiçbir manası yoktur. Böylesi davranış biçimindeki insanların örneğin geçimsizliği ve huysuzluğu ile üst üste tatsızlık çıkaran bir kimliğin her nahoş olay sonrası özür dilemesi bir şey ifade etmez aksine özürü kabahatinden büyük olur. Demem o ki özür yapılan hatadan ders çıkartma bir daha aynı hatayı yapmama durumudur. Üst üste hata yapar, üst üste birden fazla kalbi kırarsanız sonra da onlardan özür dilersiniz bu yok hükmünde bir davranış ve nafile bir uğraştır… Bunlar Doğan Süslü olarak benim “Özür” ile ilgili ilk görüşlerimdir. Bakın aşağıda konuyla ilgili üç görüş daha var. Bunların kaynaklarını da altlarına yazacağım. Sonrasında yine birkaç satırla köşe yazımı bitireceğim…

*Özür dilemek erdemdir

Toplumun bir arada barış içinde yaşaması, bazı davranışların kültür halini almasıyla mümkündür. Nezaket, hayatın sigortasıdır. Mutluluğun, huzurlu yaşamın güçlü bir iletişimin sigortası nezakettir. Her gün yüzlerce davranış sergiliyoruz. Kuşkusuz bu davranışların içinde, başkalarını rahatsız eden, doğru olmayan bize göre doğru olsa bile başkalarının anlayışına ters düşen tutumlarımızda oluyordur. 

Devamı için tıkla