İGC Başkanı Veysel Cıncık’ın iddiaları, Başkan Seyfi Dingil, silah ve tatil

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veysel Cıncık’ın, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil ile ilgili silah çekme iddialarını, daha doğrusu mermisi sürülü silahı kafasına dayadığı iddialarını oldukça düşündürücü ve üzücü buldum. Olay kayda değer sayıdaki görgü tanıdığının önünde olduğu için kolay kolay yalanlanamayacak bir hadise gibi görünüyor…

*Gazeteci olarak böyle bir olayı kabul edemem

Ben bir gazeteciyim. Meslektaşım, İskenderun Gazeteciler Cemiyet başkanım Veysel Cıncık’a çekilmiş silahı, ben kendime ve tüm gazetecilere çekilmiş sayarım. Dolayısıyla böyle bir iddiayı, girişimi ya da gerçekleşirmiş olma ihtimali yüksek bir hadiseyi kabul etmem mümkün olamaz. Böylesi bir olayı şiddetle kınıyor, hadisenin ilk ve son olmasını diliyorum.

*Bütün gazetecileri aynı kefeye koymak yanılgıdır

İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’i son aylarda yerel medya temsilcilerini iyice takmaz ve umursamaz bir halde görüyorum. İskenderun Belediyesi ile bazı meslektaşlarımız yasal ticari ilişkiler içinde olabilir. Onların bir şekildeki teslimiyeti ve kendilerine yapılan her bir saygısızlığı ekmeklerinin hatırına hoş görme toleransları olabilir. Ancak bütün gazetecileri aynı kefeye koymak Seyfi Başkanın, yardımcılarının ve ekibinin büyük yanılgısı olur…

*Silaha değil silahsızlanmaya ihtiyacımız var

Seyfi başkan şehri emindir yani İskenderun’un, şehrin emanet edildiği emin kişi konumundadır.  Şehri emin şayet kafası her bozulduğunda bir gazetecinin kafasına silah dayarsa, başkan tüm İskenderun’a kötü örnek olur ve şehirde hemen her gün silahlar patlar. Zaten ülke olarak olağan üstü günler yaşıyoruz. Silahlanma yerine silahsızlanma, karşılıklı atışma yerine birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.

*Seyfi başkan, giderek gazetecileri umursamaz oldu

Başkan Seyfi Dingil yukarıda da izah ettiğim üzere giderek gazetecileri umursamaz olmuştur İş Bankası ile yapılan imza töreninde de gazetecilere bir şekilde nezaketsizliği olmuş ve bu katmerli ayıbı, bir sabah kahvaltısında ikram edilecek katmerlerle geçiştirilebilir düşüncesi ortaya atılmıştır. Bana katmer değil saygı gerek. Saygıdan kastım asgari toplum ve aile terbiyesi saygısıdır. Yoksa kimseden özel ilgi ve kırmızı halı beklemiyorum. Bu nedenle, ben kendi adıma yazıyorum. Katmerli ayıptan sonra, Seyfi başkanın ikram edebileceği katmeri, buzlar erimeden, yakın tarihte yemem. Yiyenlere de bir şey demem. Tercih onlarındır…

*Arabulucular çıkacaktır

Tekrar Veysel Cıncık başkanın iddialarına gelirsek.  Çok iyi biliyorum ki durumdan vazife çıkaracak bazı tanıdık simalar ikili için arabulucu olacaklardır. Memleketin durumu işaret edilip, beraberlik ve birlik manasında ikili barıştırılmaya çalışılacaktır. Hadise karşılıklı olarak kapatılsa bile kamu davası devam edecek, bir zaman sonra o da orta yolu bulan bir cezaiyi müeyyide ile sonlanabilecektir. Ya da temenni etmiyorum ama bu iş büyüyecek ve uzayıp gidecek, her iki taraf da bu işten zarar görecektir…

*Seyfi Dingil başkanın, cep telefonu kapalı bir tatile ihtiyacı vardır

Bundan sonra olayın seyri nasıl gelişirse gelişsin İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’in bir tatil ihtiyacı açıktır. Ailesi ile birlikte gidebileceği İskenderun’dan, bölgeden uzak bir şehirde 10 ya da 15 günlük, cep telefonu kapalı tatil, Seyfi Dingil başkanın sinirlerine ve sağlığına iyi gelecek ve çok daha sağlıklı düşünerek, bazı hatalarından ders çıkarmasını bilecektir.

Seyfi Dingil, vatandaş Seyfi olarak birisinin kafasına silah dayama hatası gösterse, bu Seyfi Dingil’in şahsını ilgilendirir.  Ancak İskenderun Belediye Başkanı etiketi, Ak Parti etiketi işin içine girince Seyfi başkan, üzerindeki etiketlere göre çok daha sorumlu ve dikkatli davranması gerekir. Seyfi başkanın danışmanlarından da mutlaka dinlenme ve tatil önerisi gelmiştir. Başkan artık kentin iyiliği, kendi iyiliği, belediye kurumu ve partisi Ak Parti için bunu yapmak durumundadır…

*Şaka yaptım!…

Bir diğer önemli konu kulağıma geldiği kadar Seyfi Başkanın “Ben şaka yapmıştım” şeklindeki söylemi. Savcılık sorgusunda hadiseyi nasıl açıklar bilemem ama böylesi bir söylem, özürü kabahatinden büyük bir ifade ve anlatım olur. Ve eğer bu girişim şaka kabul edilirse, belki de emsal teşkil eder, önüne gelen birinin kafasına silah dayar, sonra da “Ben şaka yaptım” diye ifade verir. Silahla, mermiyle şaka olmayacağını, Otogar kültüründen gelen Seyfi Dingil iyi bilir…

*Vekâletini, üç meclis üyesine üçe bölerek ver…

Sonuç olarak, hemen herkes otobüs işletmecisi, esnaf, hoş sohbet, şakacı Seyfi Dingil’i tekrar görmek istiyor. Bu nedenle sana tatil şart Seyfi başkan. Mutlaka ülkenin şartları gereği tatilin ve dinlemenin zamanı değil ama artık bu özellik senin için istisna olmalı. Kendine, kentine, kurumuna ve partine çok daha ciddi manada bir zarar vermeden, cep telefonlarını kapatmak şartıyla tatile git başkan. Hizmet ve görev vekâletini de üç meclis üyesine, üçe bölerek ver. Sen dinlenirsen, vücudun ve sinirlerin de dinlenir. Sağlığın daha bir düzene girer, en önemlisi çok daha sağlıklı düşünmenin yolunu açar ve tüm yanlışlardan uzak durursun.

Silah

*Tetik düştü mü bedeli ağır olur!

Son olarak Veysel Cıncık başkanın iddiaları gerçekleşmişse, bu sana yakışan bir davranış olmamış Seyfi Başkan. Sen bırak gaz verenleri, menfaat ve nema gruplarını da, bu kez sana doğruyu gösteren sesi dinle. Böylesi bir hadise ilk ve son olsun. Siyaset hata kaldırmaz, tetik düştü mü bedeli ağır olur. Şu üç günlük dünyada, bir, iki ya da üç mermiyle değil üç, dört güzel kelamla anılalım…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.