İsdemir, Çelik-İş, yetki, yetkisizlik ve genel müdür (2)

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Anladığım kadarıyla İsdemir yönetimi yani işveren işçi sayısını arttırarak yetki yeter sayısının bulunmasını güçleştirmek, daha açık bir ifadeyle yetkisizlik istiyor. Buna malum sendikada  dünden razı. Onların derdi daha önce yazdığım gibi yetki yerine yetkisizlik. Ancak İsdemir yönetimi burada bana göre büyük yanlış yapıyor. Çelik sektörü dar boğaza girdiğinde hatırladığım kadarıyla Çelik-İş’e üye İsdemir işçis,i yüzde 35 oranında daha az maaş alarak büyük fedakârlık yapmış ve işletmenin istikrar ve verimine katkı sağlayarak krizi aşmasını sağlamıştı. Bu vefaya ve güzelliğe karşı bugünün vefasızlığı hiç de hoş bir durum değil. Yarın olası bir yetkisizlikte, İsdemir yönetimi tarafından peyder pey işten çıkartılabilecek işçilere hem yeni işçi almak hem yetkisizlik hem de işten çıkarma anlamında işverenin üç yanlışı, kaba tabirle üç kazığı birden olacaktır. Üç kazık birden yiyen üstelikte hak ve hukuku askıda kalan, arkadaşları kapı dışarı edilmiş işçilerden o vakit İsdemir yönetimi randımanlı bir üretim alamaz. İsdemir Genel Müdürü ve üst düzey yönetim, huzura katkı vermeli ki verdikleri huzur, iş güvencesi ve Çelik-İş’in bileğinin hakkıyla alacağı yetki İsdemir’e yarar sağlasın.

*Bana göre taraflar belli olmuştur

Bugün görünen İsdemir kılavuz istemiyor.  Benim kanaatime göre İsdemir yönetiminin yetkiye beş kala işçi alımı hamlesi, misafir sendikanın ise Çelik-İş Sendikası’ndan son bir yıldır adam ayartarak zayıflatmak istemesi, tarafları net bir biçimde ortaya koyuyor. Bir tarafta yetkisizlik isteyen İsdemir yönetimi ve malum sendika diğer tarafta ise yetki isteyip çelik işçisinin olası mağduriyetlerini, işten atılmalarını önlemeye çalışan Çelik-İş Sendikası var. Tablo bu kadar açıkken yetkisizlik isteyenlerin oyununa gelen bazı işçi kardeşlerim, hatalarını fark ettiklerinde, kendileri için çok geç olacaktır…

*İşçi kardeşim, ekmeğini sağlama al

Yetkisizlikten dolayı sahipsiz, savunmasız, hukuksuz kalabilecek işçiye, ilk etapta Çelik-İş Sendikası yardımcı olamayacaktır. İşçi arkadaş. Çelik-İş sana nasıl yardımcı olsun ki? Hem Çelik-İş’ten ayrılıp karşı sendikaya giderek Çelik-İş’in gücünü zayıflat. Hem Çelik-İş’in tüm iyi niyetli uyarılarına kulak asma Hem de kendini garantiye aldığını sanarak dipsiz kuyuya, eli kolu bağlı atla diğer yandan da hareket kabiliyetini kısıtladığın, kan kaybettirdiğin sendikandan yeniden yardım iste. Çelik-İş yine sana yardım eder ama önce kan kaybını gidermesi, kendine gelmesi ve yeniden yetkiye ulaşması zaman alacak bu arada çok önemli mağduriyetler yaşanacaktır. O halde ne gerek var bu korkulu rüyalara. Gel  şu an yeter sayıya  yakın olan Çelik-İş Sendikası’nın  var olan gücüne daha fazla güç kat ve ekmeğini sağlama al…

*Temsilcilik bekleyen işçiler

Ülke genelinde örgütsüz işyerlerine gidip sıfırdan örgütlenmek yerine sürekli örgütlü yerlere gidip işverene koltuk çıkan, yetkisizlik için örtülü ya da açık uğraş veren malum sendika, bazı işçileri “sana şube başkanlığı vereceğiz. Sana şube sekreterliği sana da temsilcilik vereceğiz” diye üzülerek yazıyorum kandırdıklarını hala bilmiyorlar. Yarın yetkisizlik ortaya çıkarsa bugün telefonları susmayan, cep telefonlarına üst üste mesaj gelen bu işçi kardeşlerime ne telefon ne mesaj ne de bekledikleri anlamda görev verilmeyecek, ortadan kaybolan malum sendikanın bugün görünen yetkililerinden sonra ortada kimsesiz kalacaklardır. Daha önce anlatmaya çalıştığım tablo Karabük’te, Kardemir’de aynen yaşanmıştır…

*Allah sizi net meye!…

Peki diyelim ki çeşitli iş birlikleri, oyunlar ve kılıfına uydurulmaya çalışılan gelişmeler sonucu İsdemir’de yetkisizlik hasıl oldu. İşten çıkartılan, mağdur olan, anası dini ağlayan işçi kendilerini yetkisizliğe götüren sendikanın, malum sendika olduğunu geçte olsa görmeyecek mi?  İşten atılmış işçi malum sendikaya “ Ellerinize sağlık. Bizleri yetkisizliğe sürükleyip çok İyi yaptınız. İyi ki bizi işsiz bırakıp, bizleri ekmeğe muhtaç ettiniz” deyip yine o sendikada mı kalacaklar?  Ya da malum sendikaya yeni arkadaşlarını mı üye yapacaklar? Tam tersi malum sendikaya  “Allah sizi net meye!… Ocağımıza incir ağacı diktiniz. Bizi muhtaç ve zor duruma düşürdünüz. Çocuklarımızın geleceği zora girdi” deyip yeniden Çelik-İş’in etrafında mı toplanacaklar? Elbette çok çeşitli oyunlarla kısmen bölünen, oldukça güçlü halinden belli oranda, daha doğrusu yetkisizliğe gidecek kadar güç kaybeden Çelik-İş Sendikası etrafında yeniden birleşecek ve çok ağır bedeller ödeyerek bir daha böylesi bir oyuna gelmeyecektir…

*İsdemir yönetimi tarafsızlığına gölge düşürmemeli

Tekrar altını çizmekte yarar görüyorum. İsdemir yönetimi yani işveren ise olası bir yetkisizlikle şu sıra kaybettiği huzuru bir daha asla kolay kolay bulamaz. Bugünün huzursuzluğu, muhtemel bir yetkisizlik ve ardından gelebilecek iki, üç aşamalı işten çıkartmalar ile doruğa çıkar. Huzurun olmadığı bir işletmede, gün gelir üretim düşer, üretim rekorları, yerini üretim kayıplarına bırakır. İsdemir’in her bir üst düzey yöneticisi de bundan bire bire sorumlu olur. Bu nedenle işveren yetkisizlik ve işten çıkartmaları düşünmek yerine huzuru, iş verimini ve çoğunluğun tercihi Çelik-İş’i  yasal hakkını düşünüp, ona göre adım atmalıdır. İsdemir yönetimi tarafsızlığına direk gölge düşüren hamle ve girişimlerden kaçınmalıdır. Dünya devlerinden biri sayılan İsdemir, kaliteli üretim kadar, saygın ve kaliteli işverenlerin uyduğu etik kurallara uymalı ve sektörde saygınlığını korumalıdır.

*Çekirdek kadro kendini sağlama almıştır

Daha önce yazmıştım. Malum sendika içindeki çekirdek grup, emeklilik ve geçim anlamında kendilerini sağlama almışlardır. Onların kaybedecekleri fazla bir şey yoktur. Olan, malum sendikaya ve onun sözde önde gelen isimlerine inananlara ve güvenenlere olacaktır.   Emekçi kardeşim yarın, işsiz güçsüz kaldığında, yanında sana iş güvencesi veren, refah tablosu çizen işveren ve malum sendika olmayacaktır. İyi niyetli işçi arkadaşım bu şartlarda kaderiyle baş başa kalıp çaresizlik içinde çırpınıp duracaktır. Bu nedenle işçi kardeşim, işçi ağabeyim,  kafanı kullan ve gerçekleri görüp bir an önce uyan…  

*İşçi kardeşim, tarafını belirle

Tüm oyunlara rağmen yılmayan ve hala işçinin hak ve menfaatlerini düşünen, onlara  her manada  zarar gelmesini önlemeye çalışan ve dim dik ayakta duran Çelik-İş elbette kolay lokma değildir, olmayacaktır ve asla pes etmeyecektir. Yetki yeter sayısına  fazlasıyla sahip bir sendika olarak, yetki için sonuna kadar mücadelesini  sürdürecektir. O halde işçi kardeşim sen de gel ve tarafını belirle. Bir tarafta yetkisizlik isteyen ikili var diğer tarafta yetki isteyen Çelik-İş var…

*Kendi düşen ağlamaz…

Emekçi arkadaşım. 3 Eylül 2014 tarihinden önce, yetkiye yakın olan Çelik-İş Sendikası’na gel ve yeniden üye olarak, kendinin ve ailenin geleceğini garanti altına al. Unutma, yetkisizlik olduğunda kaderinle baş başa,  savunmasız ve parasız kalacaksın. İşçi kardeşim. “Her şeye rağmen ben yanlış yapmaya devam edeceğim” dersen, ben de kararına saygı duyar “Sana sendikandan sonra ben de defalarca uyarıda bulunup, doğruyu göstermeye çalıştım. Ancak sen olası tehlikeleri anlamak yerine felakete gidiyorsun. Kendi düşen ağlamaz. Allah yardımcın olsun” derim…

                                                                                                                                    BİTTİ

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.