MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
İlçemiz İskenderun da Cumhuriyet ve Barbaros Mahallesi sınırları içindeki mıntıkada (Mithat Paşa Caddesi devamında) meydana gelen olayların yankıları sürüyor. 19 Ağustos 2014 Salı günü Suriyeli bir gencin işlettikleri pastacı dükkanında, 10 yaşlarında bir erkek çocuğuna tecavüz girişimi infial yarattı, mahalleli ayaklandı ve Suriyelilere ait iş yerleri taşlandı ve bu iş yerlerine kısmen zarar verildi.
Bu arada fıslıtı gazetesi hemen devreye girdi. Birin üzerine yüz eklenip, abartılı söylemler, yalanlar ve gerilim arttırıcı söylemler devreye girdi. Kısaca bir deli kuyuya taş atmaya başladı, kırk akıllı bizler de o taşı çıkarmaya ve o yalanların peşinden koşmaya başladık. İlim sustu, cehalet konuşmaya başladı. Cehalet konuştukça da gerilim arttı… Yetmedi sosyal medyada sorumsuz, abartılı, yalan ve yanlış bilgiler paylaşılmaya başlandı. Yine yetmedi sözüm ona gazeteci olan genç bir arkadaşımız, sosyal medyadaki sayfasına 19 Ağustos olayları için “ ölen var “diye yazdı. Bunu yazan halka doğru haber vermekle yükümlü olan gazeteci olursa yani gazeteci bunu yaparsa halk ne yapmaz? Elbette bilgi kirliliği ve gerilim tavan yapar… Bu nedenle İskenderun yaşayanı gibi medya mensupları da konuyla ilgili hassas ve duyarlı olmalıdır…
*Neredesin Seyfi Başkan? Gözlerimiz seni aradı…
Çıkan olaylar sonrası mahalleye gelen İskenderun Emniyet Müdürü Cengiz Başar, İskenderun Kaymakamı H. Hasan Özyiğit halkı sakin olmaya ve sağ duyuya davet emişlerdir. Bir hayli tepkili olan mahalle halkı kısmen bu uyarılara uyarken kimi sakinler ise taşkınlık yapmayı sürdürmüştür. Halkın galeyana geldiği, ayaklanmaya başladığı anlarda mülki amirin ve emniyet müdürünün olay mahallinde bulunmaları yerinde ve isabetli bir durumdur. Bu ikiliye mutlaka İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’de eşlik etmelidir.
Gereken hallerde ise kentin sıralı A Protokol mensupları da halkı yatıştırmak adına hadisenin bulunduğu mıntıkada olmalıdırlar. Özetle İskenderun Kaymakamı ve İskenderun Emniyet Müdürünün halkı sakinleştirme görevine kentin emini, şehr-i emin yani İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’de katılmalıydı. Seyfi Başkan o an neredeydi? İskenderun’da mıydı değil miydi bilemiyorum ama Seyfi Başkana, Seyfi Baba’ya orada olmak düşer ve yakışırdı… Böylesi hallerde halkı öncelikle sakinleştirecek üçlü, Kaymakam, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürüdür…
*Tepki verirken oyuna gelmemek gerek
Suriyelilerin ilçemiz, bölgemi z ve hatta ülke genelinde yer yer hadlerini aştıkları doğrudur. Yanlış bir hükümet politikası sonrası komşu ülke yurttaşları ne yazık ki bizlere sıkıntı ve sorun yaratır oldular. Kısaca Suriyelilere tepkimiz mutlaka olmalı. Hele hele son gelişmeler asla kabul edilecek hadiseler değildir. Ancak bu olayları bahane edip, İskenderun ve Hatay’ı hatta sınır illerini karıştırmak bizleri de Suriye, Irak, Filistin savaşlarına çekmek isteyen güçler var. Sınırımız kevgire dönmüş durumda. Her çeşit militan özellikle Hatay ve sınır illerinde cirit atıyor. Hal böyleyken anlamadan, dinlemeden tahriklere kapılıp ön yargılı olarak sokaklara dökülürsek, silahlar patlar, karşılıklı olarak insanlar ölür, iş yerleri, evler ve otomobiller tahrip edilir kısaca az işten çok iş çıkar…
*Diğer olaylar da asılsız söylemlerle başlatıldı
Bu nedenle oyuna gelmememiz gerekir. Suriyelere tepki gösterilecekse bunlar yasal yollardan yapılmalı, devletin ilgili makamlarına, bölge milletvekillerine, hükümet yetkililerine sıkıntılar tekrar tekrar aktarılmalıdır. Her bir olumsuz hadisenin cezası Suriyeli dövmek, Suriyelinin iş yerini taşlamak ve onları linç etmek olarak görülürse, Orman Kanunu başlar bu kez herkes önüne çıkanı öper… Provokatörler iş başındayken, onlar İskenderun ve Hatay’da asılsız söylemler ve tahriklerle alt yapı hazırlarken oldukça uyanık olmalıyız. Vaktiyle, K.maraş, Çorum, Erzincan ve Sivas olayları da böyle asılsız söylemler ve ağır tahriklerle başlatılmış ve Türk milleti oyuna getirilmişti. Bu nedenle sağduyu ve doğru bilgi çok önemlidir…
*Gafillere ve sefillere fırsat vermeyelim
İskenderun, Hatay ve bölge yaşayanı şu saatten itibaren ön yargılı bakış açısını bir kenara bırakıp oldukça temkinli ve doğru bilgilere itibar etmelidir. Sorumsuz, cahil ve kulak dolma bilgileri şişirip şişirip üfleyen gafillere ve sefillere fırsat verilmemelidir. Güvenlik güçlerimize, mülki amirlerimize ve devletin ilgili birimlerine her daim konuyla ilgili yardımcı olmalıyız. Yine mutlaka hükümet yetkililerine Suriye politikalarının iflas ettiğini ya da bu politikalarını sil baştan gözden geçirmelerini önermeliyiz. İnanın devletin her bir görevlisi de Suriyeliden rahatsızdır. Ancak onlar da emir kuludur. İşin asıl sorumlusu bugünkü iktidardır.
*”…mış, miş, muş” lu uydurma söylemlere itibar etmeyelim
Son yazacaklarım şunlardır. Yasal tepkiye, konuyu ilgili mercilere, Ankara’ya, meclise ve hükümete taşımaya Evet. Ancak sokakta Suriyeli infazına, sokakta Suriyeli dövmeye, Suriyelinin cezasını devlet yerine milletin her bir ferdinin vermesine Hayır. Başından beri yazıyorum. Artık bölgede biz bize değiliz. Provokatörler cirit atıyor. Onların gazıyla bir anda Hatay ve bölge bomba gibi patlayabilir. Oyuna gelmeyelim, sorumlu olalım, uyanık olalım. “mış, miş, muş..” lu cahil cavlak söylemlere hemen itibar etmeyelim. Araştıralım, anlayalım, dinleyelim ve sonra gerekiyorsa yasal tepkimizi ortaya koyalım. Akılıma gelmişken son olarak şunu yazmak isterim. Hatay ve İskenderun genelinde faaliyet gösteren medya dernek ve cemiyetleri de konuyla ilgili ortak bir sağduyu ve sorumluluk çağrısı yapabilir. İnanın gerçek bilgilere, sakin ve sorumlu olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var…