MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
Önce, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Yılmaz’a güvenimin ve sempatimin aynen sürdüğünü belirterek başlamak istiyorum… Son birkaç aydır, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda (İTSO) huzursuzluk olduğu söylemleri artık İTSO binasının duvarlarını aşarak ayyuka çıkmıştır. Geçen yıl yani 2013 yılı 20-21-22 ve 23 Mayıs tarihlerinde “İTSO Başkanı Levent Yılmaz, gençler ve ak saçlılar” başlıklı 4 bölümlük yazı dizimle kendimce Başkan Yılmaz’a ve diğer ilgililere bir dizi tavsiyede bulunmuştum. O tarihten sonra da İTSO ile ilgili öneri ve tavsiye içeren bir yazı yazmadım. Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur misali maalesef kaygılarımda haklı çıktım…
*Huzursuzluk Kazanı
İTSO’da günlerdir Meclis Başkanı Servet Ugutmen ile İTSO Genel Sekreteri Halil İbrahim Kocadölü arasında bir geçimsizlik ve çekişme olduğu biliniyor. Bu ikilinin çekişmesine tuz biber olanlarda eklenince İTSO’da huzursuzluk kazanı kaynıyor. Huzurun ve iş barışının olmadığı bir yerde ortaya iyi işler çıkmaz. İçine sevgi, saygı yerine fitne, fesat ve kuyu kazma katılan işlerden hayırlı ve verimli sonuçlar çıkmaz.
*Tek adam olma hevesi
Peki huzursuzluk neden kaynaklanmaktadır? Anladığım kadarıyla birilerinde İTSO’yu tek başına yönetme emel ve arzusu tam bir ihtirasa dönüşmüştür. Geçen yılki İTSO seçimi öncesi ve sonrası el ele, kafa kafaya verenler bugün kişisel menfaatler çakışınca en önemlisi de İTSO ana yönetim çarkını tek başlarına yani tek adam olarak döndürmek ve kontrol altında tutmak isteyince ortaya çekişmeler, tartışmalar ve huzursuzluklar çıkmıştır.
*Böcek iddiası
İTSO’ya yakın bazı çevrelerin iddialarına göre geçtiğimiz günlerde bir görevlinin odasından böcek tabir edilen bir dinleme cihazı çıkmış ve yine iddialara göre bu cihazı İTSO içindeki yetkili bir isim tarafından bir görevlinin odasına yerleştirilmiş. Ben bu iddianın üzerinde iki sebepten durmadım. Birincisi böyle bir bulguya ve şüpheye rastlansa İTSO yönetimi konuyu çoktan emniyete ve savcılığa intikal ettirir ve soruşturma istedi. İkincisi de Türkiye’de zaten dinlenmeyen yok gibi… Bu işin cılkı çıktı. İTSO içinden biri birini dinliyorsa bu devede kulak kalır… Elbette gizli dinleme doğru bir iş değil. Ne İTSO’da ne de ülke genelinde kimse kimseyi bu manada dinlememelidir…
*Asıl sorumluda unutulmamalıdır!
19 mart 2014 Çarşamba günkü İTSO toplantısında huzursuzluk ve gerilim bu kez İTSO başkanı Levent Yılmaz’ı bulmuş ve asıl atışıp, tartışanlar yerine Başkan Levent Yılmaz ile Genel Sekreter Halil İbrahim Kocadölü arasında yüksek sesli bir tartışma yaşanmıştır. Araya giren üyeler olayın büyümemesine gayret göstermişlerdir. Sakinliği ve efendiliğiyle bilinen eski kaptanımız Levent Yılmaz bile çileden çıkıyorsa varın siz hesap edin İTSO’daki yüksek tansiyonu… O anki görünümde iki isim tartışıyormuş gibi gözükse de o ortamı hazırlayıp, sahneye koyan kendince kurnaz kimliği göz ardı etmemek gerekiyor…
*Bir kişiyse bir kişiye, üç kişiyse üç kişiye…
Peki ne yapmak lazım? İTSO’nun tüzüğü, yönetmenliği ve kanunu açık. Ayrıca kişilerin muhakeme ve analiz yapacak beyinleri ve vicdanları var. İTSO içinde huzursuzluk yaratanlar varsa ve kurumsal kimliğin, 59 kişilik İTSO Meclisi’nin ve 11 kişilik yönetim kurulunun önünde ısrarla olmak isteyenler varsa onlar için ne gerekiyorsa onlar yapılabilir. Sürekli sorun yaratıp, çıbanbaşı olanlar bir kişiyse o bir kişiye, iki kişiyse o iki kişiye, üç kişiyse o üç kişiye gerekli işlemler harfiyen yapılmalıdır. Adını İskenderun’dan alan 94 yıllık bir geçmişe sahip İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası hiç kimsenin babasının çitliği değildir ve asla da olmayacaktır…
*Kimse sahip çıkmaz…
Bugün 59 kişilik İTSO Meclisi, 11 kişilik yönetim kurulu, İTSO’daki kurumsal temsilden, ben yerine bizden, huzurdan, denetimden, herkesin kendi görev sahası içinde hareket ederek, yetkisini, görevini ve haddini aşmamasından bire bir sorumludurlar. Kendi içlerinde bu sorunu çözemez ve kurumsal kimlik yönetimini tek adam olma isteğindeki kişilere bırakma ve onlara boyun eğme eğiliminde olurlarsa kimse kusura bakmasın, kendi davasına sahip çıkmayanlara kimse sahip çıkmaz…
*Üçü gider, beşi gelir…
Daha önce yazmıştım. İTSO bir kişinin, üç kişinin inisiyatifine bırakılamaz. İTSO’ya siyaset karıştırılamaz. İTSO’ya siyaset değil iş dünyasının gölgesi ve projeleri düşmelidir. İTSO geniş bir yelpaze olmalı ve yelpazenin kanatları hemen her görüşü temsil etmelidir. Usul usul bir siyasi partinin himayesine sokulmak istenen bir kurum, adım adım felakete sürüklenir. İTSO 94 yıllık bir kurumdur. Kişiler gelir geçer ama kurumsal kimlik aynen devam eder. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Biri gider, biri gelir, üçü gider beşi gelir ama İTSO bir asrı da aşıp kurumsal olarak bayrağını dalgalandırmaya devam eder…
*Medya ile tam kucaklaşma
Bu arada İTSO meclisini kendi adıma yanılmıyorsam tam üç aydır izlemiyorum. İTSO’nun bir birinden değerli saygın üyelerini tenzih ediyorum, lütfen beni bağışlasınlar. İnanın meclis toplantı günü İTSO’ya gitmek içimden gelmiyor. Meclis toplantılarına dikkatle bakılırsa davetli oldukları halde meclis toplantısına gelen gazeteci sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Bazı İTSO yetkilileri iki üç gazete sahibini, iki basın örgütü başkanını tanımayı sanırım medyayı toptan kucaklamak sanıyor. Oysa günümüzde medya artı k aynı zamanda internet gazeteciliği ve sosyal medya demek. İTSO medya mensuplarıyla kucaklaşmak istiyorsa, iki abone, üç reklam bedeli ödemekten hariç, sohbet ve kaynaşma projelerine de soyunmalıdır. Tek kanatlı kuş nasıl yeterince uçamaz ise kısmi medya ile de ancak kısmi kucaklaşma olur
*İTSO’da çareler tükenmez
Sonuç. İTSO’da huzurun tesisi yine İTSO üyelerinin elindedir. İTSO üç kişinin değil çoğunluğun iradesiyle yönetilmeli, İTSO yönetim kurulunu ve İTSO meclisini By-Pass edercesine takmaz tavırlar içinde olanlara, İTSO üyeleri top yekûn izin vermemeli, sürekli denetim, sürekli kurumsal temsille tek adam olma hayalleri besleyenlerin hevesleri heves aşamasında kalmalıdır. Demokrasilerde ve İTSO’da çareler tükenmez. İstenirse ve kurumsal kimlikle beraberce hareket edilirse çok şey yapılabilir. Akıl akıldan üstündür derler. Doğrudur ama bence İTSO’nun kurumsal ortak aklı, kendini çok akıllı sanan bir, iki ve üç kişiden daha fazladır… Biliyorum, bu köşe yazım pek çok kimseyi memnun etmeyecek ve bazılarını ise rahatsız edecektir. Ben bir İskenderun yaşayanı olarak, adını İskenderun’dan alan İTSO’nun kurumsal olarak yönetilmesinden yanayım. İTSO’da kesin olarak tek adam yerine denetimli , dengeli ve uyumlu çok adam yönetimi yaşama geçmelidir… Ben bunu savunur, bunu söylerim…
Not: Köşem, açıklama yetkisi olan her bir isme veya kurumsal olarak İTSO Yönetiminden gelecek yazılı açıklamaya çok uzun olmamak şartıyla açıktır…