MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası hala huzuru bulamadı. Hatırlarsanız 24 Mart 2014 tarihinde “İTSO, huzursuzluk, çekişme ve çözüm…” başlıklı köşe yazımla İTSO’da bir durum tespiti yapmaya çalışmış hem İTSO Meclis Üyelerini hem de kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmıştım. Dikkat ederseniz ‘İTSO Meclis üyelerini’ diye yazdım. 59 kişilik İTSO Meclis üyelerinin bir bölümü can sıkıcı gelişmelerden haberdar ama ne yazık ki hala bir bölümü olup bitenlerden haberdar değil…
*Polis, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda…
Geçtiğimiz hafta İTSO’da yine huzursuzluk kazanı kaynadı. İTSO duvarlarından dışarıya taşan iddialara göre 11 kişilik yönetim kurulu, İTSO Genel Sekreteri Halil İbrahim Kocadölü’nün görevine son verme kararı alıyor. Genel Sekreter Kocadölü bu kararın yasaya aykırı olduğunu, kendisini ancak İTSO Meclisinin görevden alabileceğini ifade ediyor ve yönetim kurulu kararını dikkate almayıp, yok sayıyor… Üstüne üstlük karşı atağa geçip “İTSO Yönetim Kurulu olarak sizler üç kez, üst üste toplanmadınız. Yasa gereği yönetim düşmüştür. Meclis yeniden bir yönetim kurulu seçmelidir” türünden bazı iddialarda bulunuyor. Bu arada İTSO’ya kimilerine göre normal polis kimilerine göre mali polis geliyor ve bazı evraklara savcılık kararıyla el koyuluyor.
*İskenderun, asla bu gelişmeleri hak etmiyor!
Elbette tüm bunlar birer iddia ve İTSO’dan resmi bir açıklama gelmediği içinde neyin ne olduğunu tam olarak bilen yok. Ancak görünen o ki işin içine savcılık ve polis girdiği için İTSO’da tam bir kilitlenme, kaos ve yargıya intikal etme meylinde olan bir gidişat var. Adını İskenderun’dan alan ve tam 94 yıllık bir maziye sahip İTSO, İskenderun’un sanayici ve tüccarları, artı İskenderun yaşayanları asla bu nahoş gelişmeleri hak etmemiştir…
*Saçları jöleli gençler…
Öyle anlaşılıyor ki ak saçlılar biraz geriye çekilince, saçları jöleli gençler “Ben” çekişmesine girdiler ve kurumsallığı unutup, İTSO’yu kendi işletmeleri gibi tam bir hakimiyet ve çok az hesap verir bir yönetim tarzıyla yönetmek istediler. Elbette sevgili eski kaptanımız Levent Yılmaz’ın efendi tavırları, mülayim kimliği de birilerince suiistimal edildi. İlaveten İTSO Başkanı Yılmaz herkesi kendisi gibi bildiği için İTSO’daki sıkıntılar büyüdü. Kaptan Levent İTSO’daki takımını artık tanımalı. Bana göre İTSO’dan sadece Halil İbrahim Kocadölü’nün gönderilmesi sorunu çözmeyecektir…
*Ortak akılla huzur bulmak
Bir futbol takımında, koca takımın huzurunu bozan üç futbolcu varsa üç, dört varsa dört, beş varsa beş futbolcu o takımdan gönderilir ve takım huzur bulup yoluna devam eder. Dolayısıyla 59 kişilik İTSO Meclis üyelerini gözlerini dört açıp, araştırıp, istişare edip, ortak aklı ve huzuru bulmak ve oluşturmak zorundadırlar. Aksi halde İskenderun olarak tüm Türkiye’ye, tüm iş dünyasına ve TOBB Genel Merkezi’ne mahcubiyetimiz sürecektir…
*Çıbanbaşları ve çıban temizliği
Öyle sanıyorum ki 16 Nisan 2014 tarihinde muhtemelen toplanacak olan İTSO Meclisi, pek çok gelişmelere gebedir. Daha doğrusu bu meclisin ardından daha net bir yol haritası çıkacak ve İTSO Meclisi, çıbanbaşlarını bir bir tespit edip, çıban temizliğine gidecektir. İTSO Meclisi de kaos ve açmazı aşamaz ise sanırım bu kez devreye iş dünyasının akilleri ve TOBB Genel Merkezi devreye girecektir. 94 yıllık İTSO kurumu üç dört kişinin kaprisiyle, çekişmesi ve atışmasıyla açmaza ve kilitlenmeye girecek bir kurum değildir…
*İTSO çiftlik olamaz!…
Bugün yatırım ve İskenderun’un önünü açacak projelerle gündeme gelmesi gerek İTSO ne yazık ki hoş olmayan kimi gelişmelerle gündeme gelmektedir. İTSO’nun her bir üyesi bu durumu tekrar düşünmeli, acilen kişisel, ferdi ve ikili değil kurumsal çoklu yönetimin dümenine geçmelidir. Aksi halde İTSO, birilerinin kişisel işletmesi ve çiftliği olur… Unutmadan yazmak isterim. İTSO yönetimi, son yaşananların ne olduğunu kurumsal bir yazılı açıklama ya da basın toplantısıyla kamuoyuna açıklamak durumundadır. Aksi halde bilgi kirliğinin önü alınamaz…
*Bugünleri bir yıl önce görmüştüm!
Ben bir İskenderun yaşayanı ve gazeteci olarak, bu günleri tam bir yıl önce gördüğüm için 20-21-22 ve 23 Mayıs 2013 tarihli 4 bölümlük köşe yazılarımla, 24 Mart 2014 tarihli bir diğer köşe yazımla ve bugünkü (7 nisan 2014 tarihli) makalemle uyarı görevimi yapmaya çalıştım. İnanın yazılacak o kadar çok şey var ki ben sadece ana sorunlara yazıyor ve ateşe körükle gitmekten kaçınıyorum. Kısaca ben az yazdım. İTSO’nun her bir üyesi ve iş dünyası ise çok anlamalı, daha da geç kalmadan ortak akıl, tedbir ve yönetimin içinde yer almalıdır…