Öğretmen, Padişah ve veli

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Öğretmen, 2 öğrencisine birer sepet verir ve bahçeye elma toplamaya gönderir “En tatlılarını getiren mezun olur “ der. Öğrenciler 1 saat sonra dönerler. Biri, arkadaşının sepetine yan gözle bakıp kendi getirdiklerinin muhteşem göründüğünden emin olmanın rahatlığıyla koyar sepetini ortaya. Her biri tornadan çıkmışçasına muntazam, pürüzsüz, göz alıcı elmalar ondadır.
Ardından diğeri koyar sepeti. Eğri büğrü, kötü görüntülü, ezik,  tomurcukken yağmur değmiş, yaralı bereli ne kadar elma varsa toplamıştır. Öğretmeni, “Yolun açık olsun” der ve uğurlar öğrenciyi. Diğeri “Nasıl olur! ” diye hayıflanır; bir kendisinin bir giden öğrencinin elmalarına bakarak… Öğretmen çakısıyla birer parça keser; bir onun harika görüntülü elmasından, bir de  giden öğrencinin yaralı bereli elmasından… “Tat” der. “En tatlısını dedim, kabuğu en güzel olanını değil” diyerek uzaklaşır.
Gerçekten de, pazardan aldığınız, üzerine dolu değmiş meyvenin o kısmını koklayın ve tadın, bal gibidir.
Yaralanarak büyüyor, yaralandıkça tatlanıyoruz, yaralarımızla güzeliz hepimiz.

Kaynak: http://dersverenhikaye.blogspot.com.tr/2011_06_01_archive.html

*İnci dişli köle

Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü inci dişli biriydi, nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri oldukça çirkindi, dişleri çürümüş ağzı kokuyordu. Padişah o güzel yüzlü köleye ihsanlarda bulunarak onu hamama gönderdi. Dişleri çürümüş ağzı kokan köleyi yanına çağırdı. Kendini çok beğendiğini fakat arkadaşının kendisi hakkında çok kötü şeyler söylediğini belirterek, onun da arkadaşının kötü huylarını söylemesini istedi. Fakat köle arkadaşına toz kondurmadı hep onu övücü sözler söyledi. Padişah ne yaptıysa bir türlü o köleye arkadaşı hakkında kötü bir söz söyletemedi.

*Zarif ve latif olmuşsun…

Nihayet ikinci köle hamamdan geldi. Padişah onu da sınamak için huzuruna çağırdı. Onu övücü sözler söyledi.  “Sıhhatler olsun ne kadar zarif ve latif olmuşsun. Keşke öbür kölenin sayıp döktüğü kötü huyların da olmasa ne olurdu” dedi ve onu da diğer köle gibi denemek istedi. Bunun üzerine köle kızdı, köpürdü ve arkadaşı hakkında kötü şeyler sayıp dökmeye başladı.  Biraz konuştuktan, arkadaşının kötülüklerinden bahsettikten sonra padişah onu susturdu: “Yeter artık ikinizin de özünü, aslını anladım, onun ağzı kokuyor, senin ise için kokmuş, bundan sonra sen o doğru sözlü ve güzel huylu kölenin emrindesin haydi git” dedi.

    – Güzel ve iyi yüz, kötü huyla birlikte olursa bir kalp bir akça bile etmez.

Kaynak: http://secmehikayeler.com/mesneviden-hikâyeler-2/iki-kole.html

*Diken ve veli

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Gelip geçenler:

“Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesinler” demeye başladılar. Fakat adam bunları duyuyor fakat aldırmıyordu. Bir gün Allah’ın bir velisi ona:

“Mutlaka bu dikenleri sök.” dedi. Adam itiraz etmedi. “Evet mutlaka bir gün sökerim” dedi.

Adam ha bire yarın yarın dedikçe dikenler büyüyüp kuvvetleniyordu.  Veli adama:

 “Ey vaadinde durmayan adam, sök şu dikenleri bu işi sürüncemede bırakma” dedi.

*Dağ vardır sesi yüz misli aksettirir…

Adam: “Babacığım, bir hayli gün var, bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka bu işi yapacağım” dedi.

 Allah’ın (CC.) velisi bunun üzerine şu sözleri söyledi: “Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun, fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor, dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun, dikenler gün geçtikçe gençleşiyor sense ihtiyarlıyorsun.”

    * Cömertlik, şehvetleri ve lezzetleri terk etmektir.

     * Dağ vardır sesi iki misli aksettirir, dağ vardır sesi yüz misli aksettirir.

Kaynak: http://secmehikayeler.com/mesneviden-hikâyeler-2/yol-kenarina-diken-eken-adam.html

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.