Orman Konseyi…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Bir gün ormanlar kralı aslana orman konseyi toplanıp der ki,

-“Bu insanlar çok oldular. Artık bu insanlardan kaçacak bir eğitim mutlaka yurttaşlarımıza vermeliyiz.

Yoksa bu gidişle yok olacağız.” Ve daha birçok şeyi söyleyerek bir eğitim programı gerekli olduğuna kralı ikna ettiler. Bunun üzerine ormanlar kralı emirler yağdırdı ve ferman yayınladı.

 -“Derhal ormanın en bilginlerinden oluşan bir grup, insanlardan kaçmayı bütün orman sakinlerine duyursunlar…”

*En bilgeleri seçildi

Hemen bilginler toplandı. İçlerinden tavşanların en bilgesi, sincapların en bilgesi, köstebeklerin en bilgesi seçildi. Çünkü her biri insanlardan kaçmada kendi alanlarında bir uzmandı. Bir de aklıyla çok meşhur ve dünyada çok dolaşmasıyla ünlü bir somon balığı yine aynı gurup tarafından seçildi. Çünkü dediler ki: “Çok gezen çok bilir.” Şimdi sırada görülmesi gereken zorunlu müfredatı yani dersleri konularıyla seçmek ve ders kitaplarını hazırlamak gerekti. İlk sözü büyük bir saygıyla en yaşlı bilinen tavşan aldı.

     “Değerli arkadaşlar, insanlardan kurtulmanın en önemli yolu çok hızlı koşmak ve gözden kaybolmaktır. Derslerimizin ve müfredatımızın içinde koşma derslerinin konulmasını öneriyorum. Konularını ise öğretmen olarak bir yardımcımla ben hazırlayacağım.”

*Tırmanma dersleri

Öneri büyük alkışla kabul edilir ve hemen sözü bilge sincap alır.

     “Çok saygıdeğer ve kendini ilme vermiş arkadaşlarım. Ormanımızda çok fazla büyük ve dallarından sayısız yuva yapılabilecek, uzunluğu gökdelenler kadar olan ağaçlarımız var. Biz çoğunlukla ormanlarımızda insanlardan ağaçlara iyi tırmanmakla kurtuluyoruz. Onun için zorunlu derslerden bir tanesi mutlaka tırmanma dersleri olmalı.”

Ekipten büyük bir sevinç ve kabul naraları yükselir. Tabi dersi verecek ağaca tırmanma uzmanı bir öğretmen sincap bile önerilip, iş bitirilir.

*Toprak kazarak

Sıra Köstebek bilgine gelmiştir. Köstebek bilgin hemen söze karışır. Kendi yaşadıklarını ve tecrübelerini anlatarak toprak kazarak ve toprağın içinde kaybolabilmenin, toprağın altında tüneller oluşturabilmenin şart olduğuna herkesi ikna eder. Tabi tahmin edeceğiniz gibi hemen müfredata kazı dersleri ve öğretmeni eklenir. Bu sefer ekip nehir kenarındaki somon balığına döner ve söz hakkı verir.

*Ben derim ki…

 Somon balığı ülkeleri gezmenin bilgeliğiyle şunu der:,

      “Ey kendini, akıllarını ve her şeyini orman halkına feda eden saygıdeğer,   hürmete layık bilginler. Bilirsiniz benim gezmediğim memleket, görmediğim saklanma biçimi kalmamıştır. Ben derim ki, diyelim ki bir arkadaşımız çok güzel koşmayı öğrendi ve kaçarken suya rast geldi ne yapacak? Ya da ağaca çıktı bir nehir kenarına rastladı ya da sele rastladı. Sel sonrası her taraf su ne yapacak? Ya da toprağı kazıp kaçarken nehire rastladı ne olacak?”

Bilge sincap lafı uzattığı için hemen somon balığına söylendi.

     “Lütfen meclisimizde açık konuşalım. Lafı uzatmayalım” der demez. Somon balığı nefesini suda tekrar yenileyerek heyecanla der ki:

*İkna etmeleri kısa sürdü

      “Mutlaka yüzme dersleri olmalı.” Tabi gayet mantıklı ve akla uygun örneklerle       herkesi ikna etti. Ayrıca herkesin takdirlerini ve hayran bakışlarını kazanarak alkışları aldı. Hızlı bir şekilde yüzme öğretmeni de ayarlandı. Ve belli bir süre sonra her şey tamamlandı. Sırada deneme uygulaması vardı. Heyecanla ormanlar kralı aslana gittiler. İkna etmeleri çok kısa sürdü. Bütün orman konseyine müfredat açıklandı ve dakikalarca alkışlandı. Bütün ekip ödüllerle takdirlerle karşılandı. Artık sırada derslerin uygulaması kalmıştı.

*Defalarca ağaçtan düştü

 Fakat o da ne! İnanılmaz şeyler olmaya başlamıştı. O harika müfredatı uyguladılar. Harika koşma kabiliyetine sahip olan tavşan koşu dersinde birinci geliyordu hem de her zaman. Fakat ağaca çıkma derslerinde o kadar başarısızdı ki artık kendini zorlamaya başladı. Defalarca ağaçtan düştü. Kafasını yerlere çarpmaktan, ayaklarını kırmaktan bırakın koşmayı yürüyemez bile oldu. Artık tavşan ne koşabilir, ne ağaca tırmanabilir, ne yüzebilir yani bir özelliği olmayan kabiliyetsiz biri olmuştu. Sincap başta ağaçlara inanılmaz tırmanıyordu ama o da yüzme ve özellikle kazı dersleri sebebiyle tırnak ve dişlerini kaybetti. Yani o da artık kabiliyetsizin teki olmuştu.

*Hepsinden biraz yapabiliyordu

Köstebek ise kazı derslerinde çok başarılı oluyordu ama tırmanma dersleri sebebiyle düşüp dişlerini kırdı beyin travması geçirdi. Artık o da kabiliyetsizdi. Zavallı maymun tırmanmadan sınavlarda çok iyi alıyordu ama koşudan, yüzmeden, toprakta kazı ve tünel kazmadan hep sınıfta kalıyordu. Hele zamanla iyice rahatsızlanıp bazen tırmanmayı da kaybediyordu. Fakat okul birincisi bir tek canlı olmuştu. O da Yılan Balığı.  Çünkü o biraz koşabiliyor. Nehirde biraz toprağı kazıp kendini gizlemeye çalışıyor. Yüzebiliyor ve biraz nehir kenarındaki ağaca tırmanabiliyordu. Hatta hepsinden en iyi biraz yapabilen sadece oydu. Diğerleri onun kadar en iyi biraz yapamıyordu(!) Ah hele sincap bir keresinde yüzme dersleri sebebiyle neredeyse  boğuluyordu ve o sırada beynine oksijen gitmediğinden de şuurunu aylarca toparlayamadı.

*Herkes kendini geliştirecektir…

Durumu görmeye başlayan orman konseyi baktılar ki herkes telef olacak. Hemen içlerindeki sözcülerini seçip ormanlar kralına gönderdiler. Sözcü krala gidip şöyle dedi:   “Hayret! En başarılı yılan balığı çıktı. Bizde kabiliyetleri öldüren katil.”

 Durumu anlatıp ormanlar kralını ikna edip şu emri her yere duyurttular.

 -“Artık çok amaçlı karma eğitim modeli yasaklanmıştır. Herkes kendine uygun özellikteki alana göre ve hür olarak eğitim görüp kendini geliştirecektir.”

By admin Posted in Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.