MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
Ülkemizi, Suriye savaşı içine, Ortadoğu bataklığının tam göbeğine çekmek isteyen dış ve iç karanlık güçler yeniden iş başında. Önce Suruç’ta patlayan bombayla 30’u aşkın yurttaşımız öldü, 100’ü aşkın vatandaşımızda yaralandı. Sonra Adıyaman’da Uzman Onbaşı Müsellim Ünal teröristlerce şehit edildi. Onun arından da Ceylanpınar’da iki polisimiz, bölücü örgüt mensuplarınca şehit edildi. Ayrıca iç karışıklık çıkartma amaçlı, İskenderun dâhil, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ses bombaları ya da tahrip gücü kısıtlı bombalar patlatıldı… (İskenderun’daki patlamanın bomba olmadığı, patlamanın bir gaz sıkışması olduğu sonradan açıklandı.)
*Müsamaha gösterilirse olacağı budur
Öyle anlaşılıyor ki arzulanan şey, eskiden olduğu üzere bölücü örgütle Türk güvenlik güçlerini gerek sınırda gerekse de ülke içinde bulundukları her ortamda savaştırmak. İki tarafı bir birine kırdıran IŞİD de hem Suriye’de, hem Irak’ta hem de Suriye sınırında hatta Türkiye içinde dilediği gibi at oynatmak istiyor. Bugün paralel yapı ve bölücü örgütle sürdürüldüğü iddia edilen mücadele de, IŞİD öncelik sırasında üçüncü sırada bile görülmez olmuştur. Hal böyle olunca IŞİD terör örgütüne gün doğmuş, gerek Türkiye içinde gerekse de Suriye ve Irak’ta IŞİD, birilerinin ortaklaşa müsamaha gösterdiği bir çete olmuştur.
Bugün Türkiye içinde IŞİD’in bilinen hücreleri uzaktan izlenmekte, bu yolla bir kontrol sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak asıl tehlike uyuyan hücrelerdir. Eylem yapmaksızın bekleyen uyuyan hücreler, yarın bir gün talimat alırlarsa asıl kıyamet o vakit kopacaktır. Suriye’de Esad’ı devirmek adına görmezden gelinen IŞİD tehlikesi bugün artık koynumuzda beslediğimiz bir yılan haline gelmiştir…
*Suriye sınırı yolgeçen hanı olmuştur
911 kilometrelik Suriye sınırımızla, 384 kilometrelik Irak sınırımız oldukça sıkıntılıdır. Özellikle 911 km’lik sınır yolgeçen hanına dönmüştür. Genelkurmay Başkanlığının resmi internet sitesi http://www.tsk.tr/4_olaylar/4_3_onemli_sinir_olaylari/onemlisinirolaylari.html de tüm sınır ihlalleri gün gün verilmektedir. Suriye’den gelen şahıslarda genellikle silah ve mermi yakalanmakta, esrar ve sigara kaçakçılarının da sigara ve esrarlarına da el konulmaktadır. Özetle, sınır hattından sorumlu asker elinden geldiğince sınırı korumaya çalışmaktadır ama her sınırın her bir metresine birer asker dikilemeyeceği için Suriye sınırımız kevgiri andırmaktır…
*Sizler ne yapacağınızı bilemezseniz
Suriye’den gelen yurttaşların kaldıkları kamplarda kaç zararsız insan, kaç IŞİD ya da bölücü örgüt sempatizanı ve militanı olduğu tam anlamıyla bilinmemektedir. Esad’ı devirmek adına tehlike sıralamasında gerilere atılan IŞİD terör örgütü artık başımıza ciddi bir beladır. Paralel yapı paranoyasından kurtulup, IŞİD tehlikesini görmek gerek. Bir terör örgütüyle hem onları görmezden gelerek hem de canınız yandığında onlarla başa başa dişe diş mücadele edemezsiniz. Bu konuda kararlı olmanız, çelişkiden uzak bir devlet politikası izlenmeniz gerekir. Devlet ve hükümet büyükleri olarak sizler ne yapacağınızı bilemezseniz, güvenlik güçleri hiç bilemezler. Polis, asker ve devletin diğer tüm birimleri aldıkları emirleri uygulayan görevlilerdir. Bu nedenle devleti ve hükümeti yöneten üst aklın, üst üste hata yapma şansı yoktur…
*Çok çabuk gaza geliyoruz!
Toplumda, siyaset de ve millet yapısında sigorta her daim sağduyulu hareket eden akli selim insanlardır. Bazılarımız ise çalmadan oynayan, hemen tahriklere kapılan insanlarımızdır. Bir kışkırtıcı bir şey söyleyince ya da sosyal medyada bir şey paylaşınca, anlamadan, dinlemeden hemen tepki verebiliyoruz. Dış ve iç düşmanların en çok arzuladıkları ortam budur. Bu nedenle hemen galeyana gelmekten uzak olmalı, tahriklere, iç karışıklığa neden olabilecek tüm gelişmeleri soğukkanlı bir biçimde değerlendirmeliyiz. Ben ülke olarak bu kötü günleri geride bırakabileceğimize inanıyorum. Ve bu geride bırakma yine düşünmesini bilen, neyin ne olduğunu anlayan insanların gayreti, çağrıları ve uyarılarıyla olacaktır…
*Hiç kimse zırhlı aracına ve korumalarına güvenmesin
Koalisyon, hükümet kurulabiliyorsa bir an önce kurulmalıdır. Kurulamıyorsa erken seçim formülü denenmelidir. “Bu terör örgütü az zararlı, bu çok zararlı, filanca örgütü Esad devrilene kadar görmeyelim” mantığı bizi altından kalkamayacağımız felaketlere götürür. Terör örgütlerinin hepsiyle, çetelerle ve ülkemize zarar veren her bir oluşumla, eşit şekilde mücadele edilmelidir. Terör de terör örgütü kayırma olmaz. Kayırma yaparsan gün gelir o örgüt senin de canını yakar ya da canını alır… Bugün Irak’ta ABD’den gelen tank savar silahlar, roketler IŞİD’in eline geçmiştir. Zırhlı araçları rahatlıkla delebilen bu silahlar bir şekilde ülkemize sokulup, Allah göstermesin ama üst düzey bir devlet adamımıza, siyasetçimize, bakanımıza, askerimize ya da bürokratımıza yönelik bir saldırıda kullanılabilir. Bu yüzden kimse korumalarına, zırhlı aracına ve silahına güvenmesin. Yaratılan canavar örgüt de, saldırı silahlarının kralı var…
*İstihbarat birimlerimiz çok daha dikkatli çalışmalıdır
Dünyanın en güzel şeyi sevgi, dostluk ve barıştır. Devlet ve hükümet politikaları biraz da bu yönde geliştirilmelidir. Devletimiz adına istihbarat görevi yapan tüm birimler eskisinden çok daha dikkatli bir görev anlayışıyla hareket edip, muhtemel saldırıları önceden deşifre etmeli, teröristleri ve eylemlerini etkisiz hale getirmenin daha yoğun gayreti içinde olmalıdırlar. Kişisel, kurumsal, makamsal ve siyasal tüm menfaatler askıya alınmalı, ülkenin ve milletin geleceği esas alınmalıdır.
*Koyun keser gibi kafa kesenler
Adım adım iç savaşa sürüklenen Türkiye bu oyuna gelmemeli aksine birlik ve beraberliğini pekiştirmenin yollarını aramalıdır. Suruç’ta, Adıyaman’da ve Ceylanpınar’da ölenlerin hepsi yurttaşımızdır, en önemlisi insandır. Koyun keser gibi insan kafası kesenlerin ve diğer kandan, şiddetten ve terörden beslenen terör örgütlerinden kurulmak adına ülkeler arası işbirliği ve ortak mücadele şarttır…