İç Güvenlik Yasası sakıncaları, Kaymakam ve savcılarımız

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

“İç Güvenlik Paketi” ülkemizi daha fazla karmaşaya sürükleyecek bir pakettir. Biz vatandaşların hak ve özgürlüklerine tam bir kıskaç getiren, ülkeyi tek adam yönetimine götüren bir sistemin lokomotifidir. Ülke genelinde “İç Güvenlik Paketi ”ne büyük tepki vardır. Hatay Barosu ’da sıcağı sıcağına konuya tepki vermiş ve iktidarı uyarmıştır. İktidar konuyla ilgili samimiyetten uzaktır. Sapan, Molotof kokteyli havai fişek atanlarla, yüzlerini maske ile kapayıp kanunsuz eylemler yapanlar için ayrı bir yasa çıkarmaya yanaşmayan hükümet, maskeli eylemleri ve havai fişek atanları bahane ederek özgürlükleri tam kısıtlayan ve bizleri polis devletine götüren, hukuku askıya alan bir yönetimin pesindeler. Dolayısıyla ben de bir Türkiye yaşayanı ve seçmen olarak böylesi bir yasayı tasvip etmiyorum. Kimse hemen yazdıklarımı saptırmaya ve iktidarı korumaya kalkmasın. Ben de sapan atana, bende yüzüne maske takan, ben de Molotof kokteyli atanlara karşıyım. O halde gelin bu ve benzeri kanunsuzluklar için müstakil kanun çıkartalım. Ancak hükümet bu niyet değildir, onların niyeti tamamen toplumu sindirerek, her hukuksuzluğa “eyvallah” diyen bir toplum yaratmaktır… Bedava, makarna, sıvı yağ, kömür ve çayla kandırılan cahil kesim, uyandığında belki de “yandım Allah” diyecektir ama iş işten geçecektir…

*Hatay Barosu, İç Güvenlik Paketi için ne dedi?

İç Güvenlik Paketi’nin sakıncalarını Hatay Barosu başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve baroya mensup bazı avukatlar özetle şu şekilde ifade ettiler.

“Barolara, hiçbir meslek kuruluşuna verilmeyen yetki Avukatlık Yasası ile verilmiş ve Barolar hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumakla görevlendirilmiştir. 

Bu görevimiz gereği ‘İç Güvenlik Paketi’ tasarısının yasalaşması halinde doğuracağı sakıncaları çok önce Hatay Barosu olarak dile getirmiştik. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumakla görevlendirilen Baroların, Sivil Toplum Örgütlerinin ve tasarıya karşı olduklarını söyleyen Mecliste gurubu bulunan muhalefet partilerinin tüm itirazlarına karşın Siyasi İktidar ‘İç Güvenlik Paketi’ olarak bilinen tasarının kanunlaşacağını söylemiştir.

‘İç Güvenlik Paketi’ yasa tasarısının daha önce yapıldığı gibi bir daha görüşülmemek üzere geri çekilmesini istiyoruz. Daha bir hafta geçmedi, ‘Sık Ulan Sık’ nidalarıyla gösteri hakkını kullanan kişilerin üstüne polisin gaz sıktığını gördük. Bu kişinin görevden alındığı duyuruldu. Bu yasa tasarısı yarın yasalaştığında ise ‘Vur Ulan Vur’ dendiğinde kimse açığa alınmayacak, yargı kimseden hesap soramayacak.”

*Vali ve Kaymakama gözaltına alma yetkisi

Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez ve arkadaşları açıklamalarının devamında yine özetle şu görüşlere yer verdiler

·       Bu tasarı yarın yasalaştığında; yargı devre dışı kalacak. Bu yasa polis devleti olgusunu meşrulaştırıyor. Yargı yetkisi polise, idareye, yürütmeye veriliyor.

·        İç Güvenlik torba yasa teklifi ile Hukuk Devletine ve mevcut Anayasaya aykırı hükümler getiriliyor ve Türkiye’de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan ediliyor.

·        Yargı kararı olmadan, mülki amir ve onun yetkilendirdiği polis amirinin emri ile 48 saat boyunca kişilerin telefon dinlemeleri, üstünün, aracının eşyasının aranmasının önü, keyfi bir şekilde açılıyor.

·        Yargı denetimi adı altında ise Ankara’da bir hâkim olağanüstü yetkilerle görevlendiriliyor.

·        Yargı kararı olmadan polise kişileri 48 saat gözaltına alma, soruşturma yetkisi veriliyor

·        Vali ve kaymakama gözaltına alma yetkisi tanınıyor ve mülki amirler adli soruşturmada savcının üzerinde bir konuma getiriliyor.

·        Polisin keyfi şekilde sıktığı, öldürücü etkileri olabilen biber gazından canını korumak için ağzını yüzünü bezle örten kişiler terör örgütü üyeliği ile suçlanabiliyor.

·      Polise ve askere; tuğlayla, Molotof kokteyliyle, taşla, sopayla saldırılmasını asla kabul etmiyoruz. Ancak mevcut kanunlar, zaten bu sayılanların silah olarak değerlendirilmesine izin veriyor. ‘Molotof kokteylini ve sair bazı araçları silah haline getiriyoruz’ açıklamaları gerçeği perdelemeyi amaçlıyor.

*Hukuk devletinin temeline dinamit koymak

Mevcut yasalar ‘İç Güvenlik Paketi’ yasa tasarısı ile değiştirilmesi amaçlanan yetkileri zaten fazlasıyla içeriyor ve mevcut yasalar yetersiz değil. Gerçek olan, yürütme organına yargı yetkisi verildiği ve böylece temel hak ve hürriyetlerin kullanılamaz hale getirildiğidir. ‘İç Güvenlik Paketi’ ile polis ve jandarmaya verilen yetkiler toplumsal huzuru bozacak, hukuka olan inancı yitirecek şekilde orantısız ve denetimsiz bir biçimde arttırılıyor. Bu tasarı ile hak ve özgürlüklerin kazanımı için insanlık tarihinin yaşadığı tüm acılar hiçe sayılıyor. Bu tasarı ile demokrasi gelişmez. Hukuk devletinde suçla ve terörle mücadele; yargıyı dışlayarak, yargının üstünde ve yürütmenin emrinde bir yargı ile yapılmaz. Bu yasa hiçbir soruna çözüm getirmeyecek, çok daha fazla soruna yol açacak, hukuk devletinin temeline dinamit koyacak. İç Güvenlik Paketi Değil, Hukuk Devleti İstiyoruz.

*Yetki ve görev karmaşası zaten başımızı ağrıtıyor

Evet, Hatay Barosu’nun açıklaması böyle. Hatırlayın lütfen. Eskiden gıda denetimimi yerelde zabıta yapardı. Sonra bu denetim ağırlıklı olarak İl Sağlık Müdürlükleri’ne verildi. Yine eskiden şehir içi trafikte emniyet trafikte idi. Bu yetki ne zaman ki zabıta trafik ekiplerine verildi. İşler ve uygulama tam bir çıkmaza girdi. Vatandaş bu manalarda denetim istediğinde zabıta “görev il sağlık müdürlüğünün” il sağlık müdürlüğü ise “görev, zabıtanındır” demektedir. Aynı şeyler trafik denetimi için de geçerlidir.  Bu örnekleri çoğalmak mümkün. Şimdi devletin çivisini tam manasıyla çıkarmak adına Kaymakama ve Valiye savcı görevi verilmektedir. Böylece Savcı, Kaymakam ve Vali ve hatta emniyet müdürünün yetkileri bir birine karışacak, kimin nerde nasıl yetkili olduğu bilinmezken, hırsıza, uğursuza, tecavüzcüye, bölücü terör örgütü mensuplarına gün doğacaktır. Yeri geldi mi herkes kendini yetkili görecek yeri geldi mi de  Kaymakam “O hadiseye savcı baksın” Savcı da “Filan olaya Kaymakam ya da vali baksın” diyerek görevden kaçmak için bahaneler üretecektir…

*Yasa, savcılarımız ve valilerimiz içinde sakıncalıdır

Olan da biz vatandaşlara daha doğrusu etiketli etiketsiz her bir Türkiye yaşayanına olacaktır.  Söz konusu yasa, açıkça yazıyorum valilerimiz, kaymakamlarımız, savcılarımız ve emniyet müdürlerimiz, kısaca toplumun her bir bireyi için sakıncalıdır. Makam sahibi atanmışlar sadece görev günlerini değil emeklilik halleriyle, ülkenin geleceğini düşünsünler lütfen. İç Güvenlik Paketi, Türkiye’nin felaketi olur. Lütfen sağduyu beyler. Aklın yolunda birleşip, bir kişinin ihtiraslarının kurbanı olmayalım…

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.