Adaletsizliğe tipik bir örnek

 
 
dogan-suslu-koseYazı Tarihi : 29.01.2014

Çok eskilerde deri işi ile uğraşanlar derilerini balya haline getirip avlulu evlerinde depo ederlerdi. Hâkimlerin yerine kadıların görev yaptığı o tarihlerde adamın biri bütün derilerini evinde balyalar halinde muhafaza ediyormuş. Kış şartları çok ağırmış ve her taraf karla kaplıymış. Hırsızın biri, bir gece gizlice adamın evine girer, amacı ev sahibinin derilerini çalmaktır. Taşıyabileceği kadar deri balyasını önce depodan avluya taşır oradan da sokak kapısını açarak evin dışına çıkarır ve kar üstünde sürükleyerek çeker götürür. Sabah olup ışık doğuncaya kadar adam birkaç kez bu işlemi tekrarlar ve epey balyayı kendi evine taşımış olur.


Bir iz vardır…
Sabah ev sahibi uyandığında deri deposunun boşalmış olduğunu fark eder.
Ama kar üzerindeki mevcut izlere baktığında hırsızı bulmanın çok zor olmadığını anlar. Çünkü deri balyaları kar üzerinde sürüklenerek götürülmüş olduğundan, hırsızın evine kadar sürüp giden bir iz vardır. Adam giyinir ve izleri takip ederek hırsızın evine kadar ulaşır ve kapısını çalar Hırsız kapıyı açar ve gelene ‘’buyur ne istiyorsun’’ der. Derilerin sahibi hırsıza ‘’Sen benim derilerimi çalmışsın diye çıkışır ama hırsız yavuz çıkmıştır, hayır ben senin derilerini filan çalmadım iftira ediyorsun “der.

Damdan atlayarak Kadı’ya gider
Deri sahibi hırsıza ‘’Bak izler senin evine kadar geliyor, inkâr etme ve derilerimi ver aksi halde Kadı’ya gidip seni şikâyet edeceğim’’ der. Hırsız da kendinden gayet emin biçimde ‘’Kime şikâyet edersen et, ben deri falan çalmadım’’ deyince deri sahibi Kadı’nın yolunu tutar. Bunu gören hırsız hemen giyinir ve Kadı’ya adamdan önce yetişebilmek için damlardan atlayarak, kısa yolları tercih ederek bir nefeste Kadı’nın huzuruna gelir.

Arka kapıdan vız…
Kadı’ya ‘’Kadı Efendi ben birinin derilerini çaldım, kendisi şimdi yolda beni sana şikayete geliyor, beni bu işten kurtar’’ diyerek her şeyi anlatır. Kadı hırsıza ben senin işini hallederim ama bana para vermen lazım diyerek rüşvet talep eder ve hırsız da mecburen bu teklifi kabul eder. Kadı hırsıza ‘’Parayı Minderin Altına Diz, Arka Kapıdan Vız’’ diyerek hırsızın oradan uzaklaşmasını ister. Hırsız da arka kapıdan çıkıp gider.
İşlenmiş deri, ham deri
Az geçmeden derilerin sahibi Kadı’nın huzuruna varıp her şeyi olduğu gibi anlatır. Kadı hırsızı kurtarmak için bahane üretmek zorunda olduğundan deri sahibine ‘’senin deriler ham ‘mıydı işlenmiş miydi” diye sorar. Deri sahibi Kadı’ya “derilerim hamdı kadı efendi “der.
Bu cevabı alan kadı o günün içtihadı sayılan bir kitap açarak suçu ve verilmesi gereken cezayı incelemeye başlar. Biraz okumuş gibi yaptıktan sonra deri sahibine dönerek ‘’Senin deriler ham olduğundan hırsızı cezalandırmam mümkün değil çünkü kanuna göre deri hırsızlığında suçun cezalandırılması için derilerin işlenmiş olması şartı aranıyor’’ der.

Hepsi burada yazılı…
Bunu duyan deri sahibinin rengi kaçar ve Kadı’ya ‘’Kadı efendi benim deriler işlenmemişti ama hepsi mazı’lı idi’’ der. Kadı bu cevabı alınca hiddetlenir, çünkü hırsızı kurtarmak ve işi kılıfına uydurmak zorundadır. Deri sahibine elindeki kitabı göstererek ‘’Mazılı Muzulu, İşte Hepsi Burada Yazılı’’ diyerek hiddetle bağırır ve adamı huzurundan kovar.

Adam ensesini kaşıyarak Kadı’nın huzurunu terk eder, böylece hırsız adalete hesap vermekten kurtulur. Adaletsizliğe tipik bir örnektir bu hikâye… Herkes bir şekilde işini kılıfına uydurdukça, ülkenin temel taşlarından biri daha yerinden sökülmüş olur…

Kaynak: Anonim

By admin Posted in Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.