Beyaz toplar, siyah toplar…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Yaygın medyanın köşe yazarlarından Vatan Gazetesi köşe yazarı Reha Muhtar, 12 Nisan 2014’de “Neden her istediğimiz olmaz?.. “ başlıklı güzel bir köşe yazısı yazmıştı. Söz konusu yazıyı toplumdaki karamsarlığı, umutsuzluğu gidermek adına yeniden paylaşmak istiyorum. Sayın Muhtar’ın hoşgörüsüne sığınarak yazıya bazı ara başlıklar ilave edeceğim. İşte Sayın Muhtar’ın köşe yazısı

*Neden her istediğimiz olmaz?..

Bana hep sorulan, “İstediğimiz şeylerin gerçekleşeceğini söylüyorsunuz ama bir türlü gerçekleşmiyor… Bu secret denilen şey palavra değil mi?..” sorusuna Kuantum’un Gücü kitabında Serpil Ciritçi güzel bir cevap veriyor…

Bu Cumartesi günü keyifle okumanız için…

***

Neyi düşünüyorsak o maddeye dönüşebilir…

Temelde odaklanamadığımız, dikkatimizi uzun süre bir düşünce üzerinde tutamadığımız yerlerde, her istediğimiz olmaz…

Diğer yandan düşüncelerimizi ne kadar ‘saf’ biçimde atabiliyoruz acaba?..

Bizim en çok istediklerimiz aynı zamanda ‘ya olmazsa’ diye en çok korktuklarımız değil mi?..

*Kaybetme korkusu ile dolu

Attığımız istek ve dilek toplarının yanında korku ve endişe topları da atıyoruz…

Olumlu düşüncelerimize ‘beyaz toplar’, olumsuz düşüncelerimize de ‘siyah toplar’ diyelim…

‘Ayşe sevdiği adamla evlenmeyi çok istiyor…

Bunu her istediğinde evrene bir ‘beyaz top’ gönderiyor…

Ancak geçmişte hayal kırıklığıyla biten ilişkilerinin anısını hala içinde taşıyor…

Bu nedenle yoğun bir terk edilme ve kaybetme korkusu ile dolu…

Attığı beyaz top onu ne zaman olumlu bir düşünce ile büyütse, duyduğu endişe ve korku hemen yanı başındaki ‘siyah topu’ da attırıyor ve büyütüyor…

Hangisi gerçekleşiyor acaba?..

Elbette en çok attığı top…

Korkudan arınmış saf bir enerjiyi yönlendiremiyor çünkü…”

*Yaydığı titreşim nedeniyle…

Zeynep sağlıklı bir hayat sürmeyi çok istiyor…

Bu nedenle beslenmesi dahil yaşam tarzına çok dikkat ediyor…

Bu onun sağlığıyla ilgili attığı beyaz top…

Aslında sağlığı ile ilgili çok titiz davranan insanlar genelde hastalanmaktan en çok korkanlar olur… Zeynep’in geçmişte de önce annesi, sonra teyzesi göğüs kanseri oldu…

Bu nedenle en büyük korkusu bu hastalığa yakalanmak…

Yaydığı titreşim nedeniyle, önüne hep bu hastalıkla ilgili haberler düşüyor…

O da beyaz topun yanında farkında olmadan siyah topları büyütüyor…

*Arada cızırtılar var

Ahmet yeni bir işyeri açmak istiyor…

Ancak geçmişte açtığı birçok işyerini kapatmak zorunda kaldı…

O da hayalleri ile korkuları arasında sıkışıp kalıyor…

Beyaz toplar gerçekleştirmek istedikleri hayalleri, siyah toplar ise korku ve endişeleri sembolize ediyor…

Siyah toplar, radyo dinlerken net ses almamızı engelleyen cızırtılar gibi…

***

İsteklerimiz bu nedenle gerçekleşmiyor veya gerçekleşmesi zaman alıyor..

Tersine gerçekleşmesi o kadar da önemli olmayan isteklerimiz kendiliğinden önümüze düşüyor…

Çünkü onların yanında evrene attığımız ve büyüttüğümüz siyah toplar yok…

Olsa da olur olmasa da olur dediklerimiz gerçekleşiyor…

Olmamaları için endişe ve korku yayarak siyah toplar fırlatmıyoruz çünkü…

*Başına kötü bir şey geldiğini haber verenler


“Bazılarımızın kendilerinin ya da başkalarının başına gelecek kötü bir olayı, hastalığı, kazayı hissetme eğilimi vardır…

Bu insanların psişik kanalları açık, bu nedenle sezgileri güçlüdür…

Ortak kullanılan evrensel bilinçaltından bizim gelecek dediğimiz bir kareyi yakalama ya da hissetme yetileri yüksektir…

Çünkü orada zaman kavramı yoktur…

Geçmiş, gelecek ve şimdi aynı anda oradadır…

Geçmişin büyük kahinlerinin ve medyumlarının yaptığı da budur…

***

Bu kehanetlerin her zaman doğru çıkması mümkün müdür?..

Elbette hayır…

Çünkü bizim, hemen her olaya ait potansiyel yüzlerce olasılık dalgası içinde, bir başkasına sıçrayarak başka bir olasılığı gerçekleştirebilme gücümüz var…

O yüzden bu insanlar, genellikle yakın bir gelecekte olması en kuvvetli olasılık topunu görmektedirler…”

*****

İNANÇ LOKOMOTİFİ…

Hayatta “başarıya inanan ve inançlı insanların“, aklıyla motive olmaya çalışan insanlara oranla çok daha başarılı oldukları görülür…

Yine Kuantum’un Gücü kitabında Serpil Ciritçi’nin anlatımından notlar:

“Ben hayatımda bir şeyin olmasını gerçekten istiyorsam, bunu olmasına aklımdan mantığımdan önce bilinçaltımı ikna edip inandırmam gerekiyor…

Ancak o zaman bu inancıma uygun titreşimleri yaratır, bunu yansıtan veya buna uyan olayları ve insanları hayatıma çekerim…

Bilinçaltımızın lokomotifi ‘inançtır…’

*Kişinin inandıkları önemlidir

 

Paranın zor kazanılacağına inanıyorsanız, o parayı zor kazanırsınız…

Yaptığınız işlerde başarısız olacağınıza inanıyorsanız, ne yaparsanız yapın hep başarısızlıkla karşılaşırsınız…

Aşk hikayelerinde şanssız olduğunuza inanıyorsanız, hep mutsuz aşk hikayelerinin baş oyuncusu olursunuz…

***

Ben sık sık insanlara ‘neye inanıyorsan’ derim…

Bana anlattıklarından ziyade, onların inandıkları daha önemlidir çünkü…

Neye inanıyorsak onu deneyimleyeceğiz…

Benim yaşam dediğim; bilinçaltında inandığım şeylerin bir yansımasından başka bir şey değil…

Eğer hayatımı değiştirmek istiyorsam, ilk önce sahip olduğum inançlarımı sorgulamam, artık beni ileriye taşımayan, bana hayrı olmayan inançlarımı değiştirmem gerekir…

İnançlarımın değişmesi demek, evrene saldığım titreşimlerin değişmesi demektir…

*Bolluk ve bereketin kaydını isteyelim

Sorun şu ki;
İnsanlar istediklerinden çok istemediklerini düşünmeye eğilimlidir…
Hayatlarındaki varlıktan çok yokluğa odaklandıkları için, bilinçsizce, bilinçaltlarına yokluğun kaydını atmaya devam ederler…
Bu nedenle hayatımızdaki olumsuz kelimelerin tamamını çıkarmamız gerekiyor…  Eğer sağlıklı fit ve formda olmak istiyorsak; -”Ben sağlıklı bir insanım…”Eğer zenginlik istiyorsak;-”Ben bolluk ve bereket içindeyim…”-”Benim işlerim her zaman iyi gider…”gibi cümleler kullanabiliriz…”

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.