Çelik-İş, İsdemir ve Hatay Esnafı…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Çelik-İş Sendikası, İsdemir’de yetki müracaatı için gün sayıyor. 3 Eylül 2014 tarihinde ya da ondan sonraki günlerde Çelik-İş konuyla ilgili yasal müracaatını yapacak.  Yetki yeter sayısına fazlasıyla sahip Çelik-İş Sendikası’nın önünü kesmek üzere, önce malum sendika yaklaşık bir yıl önce bölgeye gelerek bir hamle yapmaya çalıştı. Misafir sendika tam bir yıldır huzursuzluk yaratarak, Çelik-İş Sendikası’ndan adam ayartarak İsdemir’de yetkiden çok yetkisizliğin peşine düştü. İsdemir yönetimi de durdu durdu yetkiye beş kala, akılları sıra yetki barajını yükseltmek adına İsdemir’e 320 yeni işçi aldı. 2013 Temmuz ayında, İsdemir grevi öncesi “yok ki ne vereceğim? Daha bir kuruş bile veremem” diyen yönetim, bugün 320 işçi birden alarak bütçesine yeni bir yük getirmekten çekinmedi. Çünkü hesapta yetkisizlik, yetkisizlik sonrası ise iki, üç aşamada toplu işçi çıkarma planları var. Görünen  köy, görünen İsdemir, birilerinin örtülü paslaşması bu gelişmeleri  işaret ediyor.  Daha önce yazdım. Bir tarafta yetki isteyen Çelik-İş var diğer tarafta yetkisizlik peşinde olan misafir sendika ve İsdemir yönetimi var…

*Çelik-İş, yasal hakkı olan yetki peşinde

Hak-İş Konfederasyonu ve Çelik-İş Sendikası  öyle “eline vur ekmeğini al” cinsinden bir konfedrasyon ve sendika sendika değil. Gerek  Hak-İş gerek se de Çelik-İş üst yönetimi son dönemdeki kimi oyunlardan haberdarlar. Çelik-İş,  İsdemir’deki çelik işçisinin mağduriyetini önlemek, onların işten çıkartılmalarını engellemek adına yasal hakkı olan yetkinin peşinde. Dolayısıyla kanunlar çerçevesinde yetkiyi kovalayacak ve Allah’ın izniyle İsdemir’de yeniden huzuru, iş verimini  tesis edip, misafir sendikayı  da uğurlayarak İsdemir yönetimi ile tek yetkili olarak önümüzdeki dönem TİS görüşmelerine başlayacaktır…

Devamı için tıkla

Kaymakam, kabadayıyı vurunca

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler mezunu Cevdet Uygun, çekirdekten yetişme sıkı bir gazetecidir. Yaklaşık 40 yıl önceki yerel basının oldukça zor şartlarında çile çeken gazetecilerden biri de Cevdet Uygun’dur. Gazeteci Cevdet Uygun’un kaleme aldığı ve ilk baskısı Aralık 2009’da yapılan “Bir de bizden… Bir gazetecinin anıları” adlı kitabında bir birinden ilginç anılar mevcut. Bu anılardan biri de kitabın 23 ve 26. Sayfaları arasında “Bir Kaymakam” başlığıyla yer almış.

*O dönem, Çukurova’nın en tanınmış kabadayısıydı

Gerçekleşen hadise İskenderun’un 18. Kaymakamı Rifat Özpar’la ilgili. Kaymakam Rifat Özpar İskenderun’da 21.10.1977-16.06.1978 tarihlerinde görev yaptığı için vuku bulan olayda doğal olarak bu tarih dilimi içinde cereyan etmiş. Hadise gerçekten ilginç. Dönemin İskenderun Kaymakamı Rifat Özpar, ilçenin, bölgenin, Çukurova’nın ve hatta Akdeniz’in en ünlü kabadayılarından biri olan Ceyhanlı Orhan Yorgancı’yı gözünü kırpmadan silahla vuruyor. Kabadayı hem elinden hem de ayağından yaralanıyor. Olayı haber alan Cevdet Uygun, yaralı kabadayının ağzından olayı dinlemek üzere Özel İbrahim İnal Hastanesi’ne gidiyor. Gazeteci Cevdet uygun hadiseyi kitabında tüm ayrıntılarıyla anlatmış ama ben özetlemek zorundayım. Kabadayı Orhan yorgancı, o dönem Sahil Köşk’ün sahibesi Neşe Hanımla dost hayatı yaşıyor. Neşe Hanım polis tarafından gözaltına alınınca, Orhan Yorgancı buna fena içerleniyor ve kitaba konu olan hadise bundan sonra patlak veriyor.

Devamı için tıkla

İsdemir, Çelik-İş, yetki, yetkisizlik ve genel müdür (2)

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Anladığım kadarıyla İsdemir yönetimi yani işveren işçi sayısını arttırarak yetki yeter sayısının bulunmasını güçleştirmek, daha açık bir ifadeyle yetkisizlik istiyor. Buna malum sendikada  dünden razı. Onların derdi daha önce yazdığım gibi yetki yerine yetkisizlik. Ancak İsdemir yönetimi burada bana göre büyük yanlış yapıyor. Çelik sektörü dar boğaza girdiğinde hatırladığım kadarıyla Çelik-İş’e üye İsdemir işçis,i yüzde 35 oranında daha az maaş alarak büyük fedakârlık yapmış ve işletmenin istikrar ve verimine katkı sağlayarak krizi aşmasını sağlamıştı. Bu vefaya ve güzelliğe karşı bugünün vefasızlığı hiç de hoş bir durum değil. Yarın olası bir yetkisizlikte, İsdemir yönetimi tarafından peyder pey işten çıkartılabilecek işçilere hem yeni işçi almak hem yetkisizlik hem de işten çıkarma anlamında işverenin üç yanlışı, kaba tabirle üç kazığı birden olacaktır. Üç kazık birden yiyen üstelikte hak ve hukuku askıda kalan, arkadaşları kapı dışarı edilmiş işçilerden o vakit İsdemir yönetimi randımanlı bir üretim alamaz. İsdemir Genel Müdürü ve üst düzey yönetim, huzura katkı vermeli ki verdikleri huzur, iş güvencesi ve Çelik-İş’in bileğinin hakkıyla alacağı yetki İsdemir’e yarar sağlasın.

*Bana göre taraflar belli olmuştur

Bugün görünen İsdemir kılavuz istemiyor.  Benim kanaatime göre İsdemir yönetiminin yetkiye beş kala işçi alımı hamlesi, misafir sendikanın ise Çelik-İş Sendikası’ndan son bir yıldır adam ayartarak zayıflatmak istemesi, tarafları net bir biçimde ortaya koyuyor. Bir tarafta yetkisizlik isteyen İsdemir yönetimi ve malum sendika diğer tarafta ise yetki isteyip çelik işçisinin olası mağduriyetlerini, işten atılmalarını önlemeye çalışan Çelik-İş Sendikası var. Tablo bu kadar açıkken yetkisizlik isteyenlerin oyununa gelen bazı işçi kardeşlerim, hatalarını fark ettiklerinde, kendileri için çok geç olacaktır…

Devamı için tıkla

İsdemir, Çelik-İş, yetki, yetkisizlik ve genel müdür (1)

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İsdemir’de, yetkiye çok yakın olan Çelik-İş Sendikası Genel Merkezi, İskenderun Şube yönetimi ve sendikaya  üye işçiler rahat tavırlar sergilerken, malum sendika bir çırpınış lafı tutturmuş gidiyor… Yetmiyor, misafir sendikadaki işçi kardeşlerimiz, İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan  beyin “Ben, evine ekmek götüren hiçbir işçi kardeşimi evden çıkarmam” türünden demecine inandırılmak isteniyor. Allah, İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan beye selamet, sağlık, başarı ve uzun ömürler versin. Benim Sayın Özhan’ın iyi niyetinden kuşkum yok. Ancak biliyorsunuz hiçbir makam sonsuz değildir. Bugünün genel müdürü, yarının emekli genel müdürü olabilir. Ya da benzer atanmışlar, tazminatları ödenmek şartıyla bir anda makamlarını ve yetkilerini kaybedebilirler. Yeni atanacak genel müdürün işçileri işten çıkartıp çıkarmayacağı ise tekrardan düşünülecek bir durumdur. Yani bugün Recep beyin çıkarmayı düşünmediği bir işçiyi, yarın bir başka genel müdür işten çıkartabilir. Bunun garantisi yoktur…

*Elbette “Yok böyle bir şey diyecektir…”

Bir de Allah aşkına şöyle bir düşünün. Tamam, Recep Bey iyi niyetli ve sözlerinin arkasında, kabul. Peki hangi Genel Müdür “Ben işçi çıkartmayacağım” demez ki? Ne bekliyorsunuz yani Recep Bey dahil tüm genel müdürler “Elime, elimize yetkisizlik gibi bir bahane geçerse, bu fırsatı iyi kullanıp belli oranda işçi çıkartacağız. Beğenmediğimiz, yeterince eğitimli bulmadığımız işçileri kapının önüne koyacağız. Ananızdan emdiğiniz sütü, burnunuzdan fitil fitil getireceğiz”  türünden mi konuşacaklar?  Elbette işçinin yüreğine su serpip “yok böyle bir şey” demek durumundadırlar. Hiçbir işveren, hiçbir genel müdür yapacağı işten çıkartmaları, ortada yetkili sendika varken, elinde fırsat ve dayanak yokken, böylesi bir tasarrufu erkenden açıklamaz. Kendini yıpratıp, üretim verimi açısından işletmeyi riske atmaz…

Devamı için tıkla

Ne zaman insan olduğumuzu hatırlayacağız?!…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Sosyal medyada insan olarak bizleri utandıran kimi video görüntüler paylaşılıyor. Baştan sonra İzlemeye yürek dayanmayan görüntüleri görünce ”insanoğlu, insanlıktan çıkmış” diyebiliyorsunuz. İnsan kasapları olarak anılan ve Ortadoğu da oldukça kötü bir şöhrete sahip olan IŞİD militanları, bir çırpıda onlarca, yüzlerce insanın kafasına sıkabiliyor, parçalanmış beyinler ve kafalar etrafında zafer naraları atabiliyorlar…

*Satırla kafa kesmek

Yine insanlıktan, dinden ve vicdandan nasibini almayan bu insan görümümüzdeki yaratıklar, elleri arkadan bağlı masun insanları ya döner bıçaklarıyla boğazlamakta ya bildiğimiz satırla birkaç satır darbesiyle esir aldıkları kişinin kafasını gövdesinden ayırmaktalar. Örnekleri çoğalmak mümkün ama biliyorum ki bu satırları okurken bile tüyleriniz diken diken ve pek çoğunuzun  içi bir fena oldu… Sözde “Allah, kitap, din iman” diyen bu vahşi katillerin hep Allahsız hem kitapsız hem de imansız oldukları artık kesin olarak bellidir. İki ayaklı bu yarattıkların insan olarak kabul edilmeleri için sanırım dünyaya yeniden insan olarak gelmeleri, insani duygular, vicdan ve merhametle yeniden donatılmaları gerekir…

*Bizim yaratıklar…

Bizleri insan olarak üzen hadiseler sadece Ortadoğu da mı gerçekleşiyor? Elbette hayır. Yanılmıyorsam Bursa’da bir kesimhanede kaydedilen cep telefonu görüntüleri yine bir vahşeti bizlere belgeliyor. Hamile bir inek vinçle kesim için baş aşağı kaldırılıyor. İnek boğazından kesilirken diğer yandan da karnına atılan bir bıçak darbesiyle işkembesi ve bağırsağıyla beraber daha dünyaya gözlerini açmamış buzağı dışarı alınıyor. Buzağı can havliyle yerde böğürürken, insanlıktan nasibini almamış bizim yaratıklar, bu kez kıs kıs gülüp inek ve yavrusunun içler acısından müthiş zevk alıyorlar…

Devamı için tıkla

Emekçiler, Çelik-İş, İsdemir ve acı fatura

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Bu köşe yazımın öncelikle, İsdemir işçilerinin aileleri yani eşleri, çocukları ve aile büyükleri tarafından okunması dileğimdir.  Aile reisi konumundaki çelik işçisinin bilmeyerek ya da bilerek hatalı bir davranış sergilemesi demek ağır ve acı faturayı öncelikle kendisinin ödemesi ardından da faturanın aile bireylerine pay edilmesi demektir. Konuyu biraz açmak istiyorum. Çelik-İş Sendikası’nın yetki için açık ara önde olunduğunu bilmeyen yok. Çelik-İş ekarte edilmeye ve kimi Bizans oyunları döndürülmeye çalışılsa da, yetkiye Çelik-İş Sendikası çok yakın görünüyor. Yetkiyle ilgili olarak rahat olan taraf  Çelik-İş Sendikası’dır.  Diken üstünde olan ise diğer sendikadır… Her şeye rağmen “Yetkisizlik” tehlikesi de emekçi kardeşlerimizin ve aile fertlerinin beyninde olmalıdır.  Yetkisizlik, işçi kardeşlerimizin evlerinde icra şoku yaşamaları, Yetkisizlik,  işverenin, amirin “Yarın işe gelmeyeceksin. İşten çıkartıldın” deme keyfiliğidir…

*Zararı, kandırılmış işçiler ve aileleri görecektir…

Aslında beyin yıkama yöntemi ve diğer bazı taktiklerle Çelik-İş’ten kopartılan emekçi kardeşlerimiz, sadece bir noktadan uyanabilirler. Malum sendika, Türkiye genelinde % 94 oranında sendikasız işyeri varken, buralarda en baştan örgütlenmek yerine, örgütlü yani sendikalı işyerlerinde işçilerin birliğini bozmayı ilke edinmiştir. Bölünmüş işçiyi işveren karşında yetkisizlik anlamında çaresiz bırakmak, işverene hizmet ve destek, işçiye ise kesin olarak ihanettir. İlaveten, işçinin kazanılmış haklarının yok sayılması yine emekçinin işverene peşkeş çekilmesi demektir. Bugün bu ihanet takımının çekirdek kadrosunun tuzu kurudur. Pek çoğunun emekliliği gelmiş, mevcut birikimleri ve malum sendikadan nemalandıkları ile bundan sonraki yaşamlarını garantiye almışlardır. Yetkisizlikte, işten çıkarılma da, işverenin dilediği gibi at oynattığı süreçte, işaret ettiğim işbirlikçiler çok fazla zarar görmeyecektir. Asıl zararı, kandırılmış iyi niyetli işçilerimiz ve aileleri, çok ağır bedeller ödeyerek göreceklerdir…

Devamı için tıkla

Bölgenin ve Arsuz’un elektrik sorunu

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Elektrik kesintisi anlamında özellikle Arsuz, Arsuz olalı böyle bir zulüm görmedi. Geçtiğimiz temmuz ayında tatilcileri çileden çıkaran elektrik kesintileri hem sinirleri bozdu hem de ekonomik kayıplara neden oldu. Elektrik olmayınca hayat önemli ölçüde duruyor. Konuyla ilgili olarak İskenderun Ticaret ve Sanayi odasında bir konuşma yapan İTSO Meclis Üyesi Müfit Tennioğlu özetle “Enerji olmadan hayat durur. Bütün trafolar bakımsız. Yıllık bakımlar yapılmıyor. Yapılmadığı için de ancak arızalar ortaya çıkınca bakımlar yapılıyor.  . Elektrik konusu acil çözüm gerektirir.  Dünden beri bizim kooperatif bölgelerinde iki gündür elektrik yok! Varsa da bir saat veriliyor, tekrar kesiliyor. Su keza öyle. O bölgenin bütün su ihtiyacı, elektrikli pompalarla karşılanıyor. Arsuz bölgesinde suyu döşenmiş, belediyenin getirdiği bir kaynak su yok. Su hayattır, eğer suyunuz yoksa hayat durmuş, demektir” şeklinde konuşmuştu.

*Arsuz Kaymakamı Baysal durumu rapor etmiştir

Arsuz’a geçen yıl temmuz ayında atanan Arsuz’un ilk Kaymakamı Fatih Baysal, Arsuz’un elektrik sorununu kucağında buldu. Yüksek Lisansa sahip Kaymakam Baysal, sanırım elektrik sorununu kapsamlı bir biçimde masaya yatırmış ve yapılması gereken işleri kısa, orta ve uzun vadede rapor olarak Hatay Valiliği’ne ve ilgili bakanlıklara göndermiştir. Kaymakam Baysal için Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha da önemli bir şanstır. Biliyorsunuz Başkan Culha Elektrik Mühendisi. Aynı zamanda bölgenin çocuğu. Elektrik yatırımları anlamında nerede ne yapılacak en iyi bilenlerden biri de odur…

Devamı için tıkla

Bana, rüyamda 7 değil 14 kurşun sıktılar…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Rüyamda olduğunu en başta yazıyorum ki, sevgili okurlarım fazla heyecanlanmasılar. Rüya bu işte. “Doğan Süslü’ye, kim, neden sıksın?” diye sormayın. Kimseyle bir husumetim yok ama rüyamda 14’lü ile bana tam 14 tane sıktılar… Bir başka anlatımla, Türk Metal Bölge Sorumlusu Metin Önde ’ye sıkılan 7 kurşunun tam iki katını bana sıktılar… Saldırı nasıl mı oldu? Emanet bir otomobille ( benim otomobilim yok) gece eve doğru yol alıyorum. Tam mahalle girişinde adamın biri saydırıyor bana… Gece karanlığında silahın nereden ateşlendiğini bile bilemiyorum. 14 mermi tükendikten sonra otomobilden iniyorum. Kardeşim 1 değil, 7 değil 14 mermiye maruz kalmışım. Korkmadım desem yalan olur. Elbette ürkmüşüm…

*Buda size kapak olsun…

Saldırgan yedek bir şarjör ile gelmiş olabilir diye eğilerek otomobilden iniyorum. O telaşla yerde bulunan tır tırtılı madeni bir gazoz kapağı parmağıma batıyor. Parmağımda acı hissediyorum. Parmağımdaki ılıklıktan birkaç damla kanın süzüldüğünü anlıyorum. Kapağı yerden alıyor “Ulan mermilerinizle kanımı akıtamadınız ama bir gazoz kapağı kanımı akıttı. Alın bu kapağı, bu da size kapak olsun” diyerek ve kapağı fırlatasım geliyor ama soğukkanlı olmalıyım diyerek bu tepkiden vazgeçiyorum…  

*Kurşunlar, otomobilin bel altına geldi

Sokak aydınlatma lambasının ışığından yaralanarak otomobile bakıyorum. Birinci kurşun, sağ ön kapı alt tarafına, İkinci kurşun sağ çamurluk alt tarafına, üçüncü kurşun sağ arka kapı nikelaj altına, dördüncü kurşun sağ arka teker tasına,  beşinci kurşun bagajın alt tarafına, altıncı kurşun arka tamponun altına, yedinci kurşun egzoz gövdesine geliyor…  Kalan yedi kurşunda, asfalta, refüje, çimene, kaldırıma, çöp bidonuna, çiçeğe, böceğe geliyor…  Özetle çok şanslıyım. Kurşunlar kullandığım otomobilimin bel altına geliyor…

Devamı için tıkla

Hızlı düşün, sakin ol…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

 

Adamın biri Afrika´da safariye çıkarken, yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.

– Şimdi başım dertte, diye düşünmüş köpekçik . . .

Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş:

Devamı için tıkla

İskenderun Ticaret ve Sanayi odası yine huzursuz

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası  (İTSO) dün Temmuz ayı olağan meclis toplantısını gerçekleştirdi. Meclis toplantısı öncesi, gün içerisinde İTSO yönetim kurulu toplandı. Toplantı sırasında maalesef yine bir yönetim kurulu üyesiyle diğer bir isim arasında gerginlik oluşmuş, sözlü tartışmalar toplantının tansiyonunu bir anda yükselmiştir. Kimi çevrelere göre olay fiziki saldırı boyutuna gelmiştir. Ben böyle bir iddiayı abartılı buluyor, böylesi bir fiziki müdahalenin net bir biçimde olduğuna inanmıyorum.  Belki hafif yollu bir itiş kalkış ve araya giren tarafların olduğu bir kargaşa ve ağız dalaşı olmuştur ama bu bile İTSO yöneticilerine, yönetim kurulu üyelerine yakışmamaktadır…

*Ticaret Odası’nı en son üç ay önce yazmıştım

İTSO aylardır huzuru arıyor. Basın mensupları olarak adını İskenderun’dan alan bir kurumu bu manada yazmak inanın beni mutlu etmiyor. İTSO Başkanı Levent Yılmaz benim iyi niyetimi ve konuyla ilgili hassasiyetimi bilir. Bakın İTSO ile ilgili olarak en son 17 Nisan 2014 tarihinde “İTSO’da son durum” başlıklı bir köşe yazmışım. O günden sonra tam 3 aydır İTSO konusuna değinmedim ve sorumlu davranarak hassasiyet gösterdim. Peki ne oldu? İTSO huzura kavuştu mu? Hayır… Hala huzursuzluk kazanı kaynıyor ve İTSO hala aradığı huzuru bulamadı. Demek ki gazeteci yazmayınca, gazeteci haber yapmayınca da İTSO’da sular durulmuyor. Ters giden bir şeylerin olduğu kesin. O halde, gazeteci, medya ve yayın kuruluşları suçlanacağına, çuvaldızlar, iç bünyede biraz da İTSO üyelerine, yönetim kurulu üyelerine ve meclis üyelerine dokunmalıdır…

Devamı için tıkla