İsdemir, misafir sendika ve yetkili, yetkisiz…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

İsdemir’de kendine yer bulmaya çalışan misafir sendikanın hukuka, hukuki sürece ve mahkemeye saygısı yok. Misafir sendikada ağzı olan konuşuyor. Geçen hafta anılan sendikanın genel başkanı bir kez daha İskenderun’a geldi. Ayağının tozuyla İsdemir yönetimine bir ziyaret gerçekleştirdi. Genel başkan ve arkadaşları içeri girerken, bölge eski sorumlusu Metin Önde içeriye alınmadı.  İsdemir’le ilişiği kesilme yolunda olan, emekli ya da emekli adayı Metin Önde İsdemir Genel Müdürlüğü’ne alınmıyor. (İsdemir yönetimi doğru bir iş yaptı.) Yetkili yetkisiz, bu haliyle İsdemir’de yetki alacak. Gülerler adama. Ben de güldüm…

*Alaya, alaya!…

Misafir sendikanın genel başkanı, “İsdemir işçisi ortalayacak, ben 90’a takacağım” diyor. Bizim İskenderun Şehir Stadı’nda maç izleyenler bilir. Deniz Er Eğitim Alayı tarafındaki kaleye gelen futbolcular, bazen topu doksana takmak yerine topu çok farkla avuta yollarlar. Seyirci de “Alaya, alaya…” diye bağırır. Misafir sendikanın genel başkanı, yetki zamanı yetkiye müracaat edemiyor, şimdi de çıkmış “işçi ortalayacak, ben gol atacağım” diyor. Bırak ya, sen ne futbolu ne de sendikacılığı bilmiyorsun…

*Azap varsa, bu azap zaten bitirir sizi…

Bir diğer misafir sendika yetkilisi “birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. İsdemir işçisi sürünme, yerden kalk” diyebiliyor. Madem ayrılıkta azap vardı, neden yüzlerce işçiyi böldünüz? Neden 800’e yakın arkadaşınız şu an işsiz ve ekmeksiz? Neden onlar İsdemir kapısı önünde hak mücadelesi veriyorlar? Azap varsa, bu azap zaten bitirir sizi… Ayaktaki İsdemir işçisini, siz yere düşürüp onu güçsüz ve savunmasız bıraktınız. Bugün 800’e yakın işçi yerde sürünüyorsa, bu rezalet ve acı tablo sizlerin eseridir. Şimdi kalkmış birlik ve rahmetten bahsediyorsunuz. Bugün yaklaşık 800 İsdemir işçisini ölmeden toprağa koyan ve onlara diri diri rahmet dileyen yine sizler oldunuz… İnsan bu derece pişkin olmaz, kuldan utanmıyorsa, Allah’tan korkar ve utanır… Karabük’ten sonra son 19 ayda İsdemir’e de huzursuzluk, kaos, kargaşa, işsizlik ve aşsızlık verdiniz. Gümbür gümbür geldiğinizi iddia ederken, aslında gümbür gümbür gittiğinizi açığa vuruyorsunuz…

*1 Nisan şakası gibisiniz…

Tarih vere vere, takvim yapraklarında takvim bırakmadınız. Şimdi de 6 ve 7 Nisan’da İsdemir’e yetkiyle gelmekten bahsediyorsunuz. Yetki, amacınız olsa, Çelik-İş sendikası gibi sizde geçen yıl Eylül ayında yetkiye başvururdunuz. Başvuramadınız çünkü yetki sayınız dün de yoktu, bugün de yok, yarın da olmayacak… Bazı işçi kardeşlerimizi “eriyorlar, bitiyorlar, günü geldi, gidiyorlar” afişleriyle oyalayıp, kandırdınız. 1 Ocak 2015 geçti, 1 Nisan 2015 geldi. Siz 1 Nisan şakası gibisiniz… Çelik-İş Sendikası ve onun yiğit işçileri çelik gibi yerinde duruyor. Önce, önde gideniz, İsdemir’den uğurlandı. Zaten, kendi fabrikasında yetkisiz kılınan biri nasıl yetki alacak ki? O gitti. Şimdi, sıra sizde, siz misafir sendikada… İsdemir’in her zaman yolcuları ve hancıları olur ama yarım asırlık Çelik-İş Sendikası kıdemli hancı olmasını her daim bilmiştir…

*Sağlıksız kararların farkında olanlar var

İsdemir ve OYAK yönetimi içinde, yapılan her işe onay vermeyen, sağduyulu yöneticiler var. Onlar bazı sağlıksız uygulama ve kararların farkında. Onlar muhalefet şerhleri koyup, yanlışa daha az ortak olmanın yollarını arıyorlar. İsdemir yönetimi bir yandan hukuki süreci saygıyla beklerken, diğer yandan da yeni yanlışların içinde olmamalıdır. Süreç sonunda, huzurla, huzursuzluk yaratan ayırt edilmeli, beyaz bir sayfa açılarak kaybedilen 19-24 ayın yaraları sarılmalıdır. Tehdit, zorbalık ve kaba kuvvet yöntemleri sadece iddialar da ve filmlerde kalmalıdır. Zorla güzellik olmaz. Hiç kimse zorla bir şeyi kabul ettiremez. Her iş  gönül rızasıyla olur…

*Hukuki süreci beklemek ve uygulamak gerekir

Hayal dünyasında olanların, dümen suyunda gitmekte bir sağlıksızlık ve felakettir. İsdemir, kutuplaşmaların, inatlaşmaların, hissi görev anlayışlarının alanı ve sahası değildir. 45 yıllık şerefli bir kurumsal kimliğe sahip İsdemir, kimsenin oyuncağı, arka bahçesi, kargaşa ve çekişme merkezi olamaz. Demir ve çelik üretmekle birlikte, huzurun tesisi ve iş barışı da şarttır. İş barışının ve huzurun bir yolu da, usulsüz ve kanunuz işlere sapmadan, hukuki sürecin sonucu beklemek ve bunu uygulamaktır. Buna direneler, işi yokuşa sürenler İsdemir’e yarar değil bir kere daha zarar verirler. Hayal âleminde olan misafir sendikanın hayaline dalanlar, böylesi bir hülyadan ve maceradan kesin olarak zararlı çıkarlar. İsdemir kapısı önündeki 800 işçimizin ve içerde her an işten çıkartılma korkusu yaşayan diğer işçi kardeşlerimizin Allah yar ve yardımcısı olsun. Kargaşa ve huzursuzluk yaratan misafir sendika yetkilileri ile buna çanak tutanları da Allah ıslah etsin…

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.