Aday adayına gerçekleri söyleyemezsiniz…

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Milletvekilliği aday adaylığı ya da belediye başkan aday adaylığı, şartları uyan her vatandaşımızın en doğal hakkı. Dolayısıyla seçme gibi seçilebilme hakkı da önemli bir hadise. Her dönem genel ve yerel seçimlerin belli bir takvimi olur. Seçime 18 ay kala, 12 ay kala seçim çalışmaları küçük viteslerle yürütülür. Seçim takvimi yaklaştıkça vites giderek büyütülür ve çalışmalar hızlandırılır. Seçime beş kala ise çalışmalar tam gaz devam eder… Seçimin aday adaylığı süreci biz gazeteciler için oldukça zorlu bir süreçtir. Siyaset kurumunun zorlu kulvarını kaldıracak ve bunu hak eden, siyasete yıllardır emek vermiş, bilinen tabirle yıllarca ekmiş ve artık bunun hasadını almak üzere yola çıkanları tenzih ederek, ayırarak ve onlara saygı duyarak işimizi yaparken de bir de laf olsun torba dolsun türünden aday adaylarıyla karşılaşır, bu kişilerin reklam kokan hareketlerine ve egolarına katlanmak ve de onlara vakit ayırmak durumunda kalırız…

*Kişi hayal âlemine dalmıştır bir kere

Önceden hiçbir siyasi altyapısı olamayan boyacı küpü misali batır çıkar milletvekili ya da belediye başkanı adayı olmak isteyenler çok yorar bizi. Böylesi fertlere milletvekilliği ya da belediye başkanlığı yolunda hiçbir şanslarının olmadığını söyleyemezsiniz. Kişi kendini bu işe inandırmış, hayal âlemine dalmıştır. Sadece duymak istedikleri güzel şeyler vardır. Ona aksi bir şey söylediğiniz de hemen sizi yanlış anlar, size cephe alır ve ardında ekler “beni çekemedi, beni çekemiyorlar” diye…

*Diyemezsiniz…

Bu anlayıştaki arkadaşlara “Boşa vakit harcama. Elindeki üç beş kuruşu çarçur etme. İşine gücüne bak. Kendini yıpratma. Mevcut durumun, mesleğin, etiketin iyi. Vazgeç bu sevdadan. Topluma hizmetse, bugünkü halinle topluma hizmet edebilirsin” diyemezsin… Siz bir dost olarak bunları söyleyip arkadaşınızı, dostunuzu uyarsanız bile tıpkı, tezahürat ekipleri, düğünlerdeki pisti şenlendiren ekipler gibi siyasetçiye daha doğrusu aday adayına gaz veren ve onun ayağını yerden kesip kendini olduğundan farklı ve başarılı gösteren ekipler devreye girer ve had safhada verirler coşkuyu. Coşkuya kapılan aday adayımızı artık kimse tutamaz. İnanmıştır bir kere. En iyi, en şanslı ve en birikimli aday kendisidir. Diğerleri faso fisodur…

*200 gömlek…

Kısa sürede aday adayının ayağını yerden kesen uyanık ekip, bu arada hayali muhtelif harcamalar için sürekli aday adayını sövüşler… Ekip içinden biri Milletvekili aday adayına, yanaşıp “Mahallede 40 kadar yoksul var. Ben onlara orta halli birer erzak kolisi hazırlayacağım. Senin elinden alırlarsa utanır sıkılırlar. Ben gizliden vereyim. Böylece bu mahalle sakinlerinin hepsi oyunu sana verirler” der. Bir diğer ekip elemanı  “Ben iki minibüs dolaştıracağım. Minibüslerin giydirilmesi, ses düzeni ve yakıtı için şu kadar para lazım” diye konuşur ve yine aday adayını yüklüce tırtıklar. Görev bölümü yapmış olan ekibin bir başka mensubu da “partinin dinamiklerinden olan 200 kişiye birer gömlek alıp hediye alacağım” diyerek hayali gömleklerin bedelini bir güzel ekibin ortak havuzunda toplar… Bu ve benzer senaryolarla aday adayımızın cebi elinden hiç çıkmaz.

*Aday adayı artık umutsuz vakadır

Aday adayına dost uyarıları, hayal âleminden uyandırma söylemleri nafile çabalar ve kesin o insanla kötü olma halidir. O sıralar gaz verenler revaçta, doğru söyleyenler ise dışlananlar olurlar. Aday adayı artık umutsuz vakadır. Hiçbir uyarıya kulak asmaz. Kesin adayların ilan edildiği gün gelir çatar. Aday adayımız sıralamaya giremez. Girse bile seçilecek yerde değildir. Harcanan para, emek, zahmet ve yıpranma da işin çabasıdır. Coşku verme ekibi de son coşkusunu verip “Aslında seni harcadılar. Vekillik senin hakkındı abi ya da abla” deyip piyasadan bir sonraki seçim dönemine kadar çekilirler. Bir sonraki dönemde bu kez avları bir başka varlıklı ve rahat gaz alabilen insan tipleri olur…

*Sen kötü, coşku verenler ise iyi olur

Yazımın girişinde dedim ya hayal âlemindeki siyaset heveslisine, milletvekili heveslisine “sen seçilemezsin, sen milletvekili olamazsın, sen belediye başkanı olamazsınız” diyemezsin… Dersen sen kötü olursun, coşku verenler ise iyi olur. Köşe yazımın başında siyaset kurumuna emeği olanları tenzih ettim. Dolayısıyla siyasete soyunmuş ve siyasetin nimetlerini hak etmiş kişiler lütfen gereksiz bir alınganlık göstermesin. Bu satırlardan alınması gerekenler siyaseti boyacı küpü misali çok basite indirgeyenlerdir…

*Gerçekten çalışan aday adaylarına başarılar diliyorum

Bir de siyasetin de elbette Sülükleri Zübükleri ve kendince uyanıkları vardır. Kendini, kendi partisi içinde Zübük, Sülük ve uyanık görenler de köşe yazımdan alınabilirler. Böylesi bir alınganlığın benim için hiçbir sakıncası yoktur.  Son olarak söz de değil öz de aday adayı olan, partisine kayda değer sürede emek veren ve gerçekten çalışan, gerçekten gereken yerlere harcama yapan, yerel basına gerektiği gibi destek olan isimlere başarılar diliyorum. Allah haklarına hayırlısını versin…

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.